- Annem hep insanın tam anlamıyla mutsuz olamayacağını söylerdi.
- Fakat herkes bilir ki hayat ,yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir...
- Günlerin nasıl hem bu kadar uzun hem de bu kadar kısa olabileceklerini anlamamıştım. Bu günlerin yaşanması uzun sürüyordu şüphesiz, ama bunlar o kadar genişleyip yayılmışlardı ki, sonunda birbirlerinin içine taşıp yayılıyorlardı. Adlarını bile kaybediyorlardı. Benim için sadece dün ya da yarın sözcüklerinin bir anlamı vardı.
- ?İnan bana büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. Her şey unutulur, büyük aşklar bile. Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. İşte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. Bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır.?
- Belki beni gerçekten ilgilendiren şeyin ne olduğundan emin değildim, ama ilgilendirmeyenden tamamıyla emindim.
- Bir adam, para kazanmak için bir Çek köyünden kalkıp yola çıkmıştı. Yirmi beş yıl sonra zengin olmuş, karısı ve çocuğuyla beraber memlekete dönmüştü . Doğduğu köyde annesi , kız kardeşiyle beraber bir otel işletmekteydi.. Adam onlara sürpriz olsun diye karısıyla çocuğunu başka bir otele bırakıp annesinin işlettiği otele gitmiş, fakat içeriye girdiğinde annesi onu tanımamıştı. Adam şaka olsun diye bir oda tutmuş . Sonra cebindeki parayı göstermiş. Geceleyin , annesi ve kız kardeşi kafasına çekiçle vura vura adamcağızı öldürüp parasını çalmış, ölüsünü ırmağa atmışlar. Sabah karısı çıkagelmiş, işin iç yüzünü bilmeden , yolcunun kim olduğunu onlara anlatmış. Bunun üzerine anne kendini asmış, kız kardeş bir kuyuda intihar etmiş. Bu hikayeyi belki binlerce defa okudum . Bir yanıyla inanılmaz şeydi bu. Öbür yanıyla da doğaldı. Yolcunun bunu biraz hakkettiğini düşünüyorum , insan hiç bir zaman böyle şakalar yapmamalı. sayfa,74-75
- Annemi elbette çok severdim ; ama bu bir şey ifade etmezdi ki . Sağlıklı bütün insanlar , sevdiklerinin ölümünü az çok arzu etmiştir. sayfa,62
- Akşam, Marie beni görmeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu. ?Bence bir ama istersen evleniriz,? dedim. O zaman, kendisini sevip sevmediğimi öğrenmek istedi. Bir başka zaman da söylediğim gibi, ?Bunun bir anlamı yok, ama herhalde sevmiyorumdur.? diye karşılık verdim. Albert Camus sayfa;43
- Aynı zamanda burada kendimi fazla ve biraz da davetsiz bir misafir gibi hissetmemin yarattığı o garip izlenimin neden ileri geldiğini de anladım. Gazeteci gülümseyerek bana dönüp 'benim için her şeyin yolunda gitmesini UMDUĞUNU söyledi'. sayfa 79
- Tek gözlemim şu oldu ; Ben tramvaydaki bir sıranın önündeydim, bütün bu kim olduğu belirsiz yolcularsa gülünç taraflarını bulmak için yeni geleni gözleriyle didik didik etmekteydiler. Aptalca bir fikirdi bu biliyorum, zira onların burada peşinde oldukları bir insanın gülünç tarafı değil, cinayetti. Bunula beraber aradaki fark pek o kadar büyük değil ve aklıma da böyle bir düşünce geldi, ne yapayım. sayfa, 78