- Dağlar taşlar uçan kuşlar. Bir fırtına gibi çalıyor,söylüyor. Adımı dersen de Sefil Aliyim Bir gün akıllıysam yüz gün deliyim Üstü köpüklenmiş bahar seliyim Başı pare karlı dağdan gelirim
- Armut dalda beşimiş Tan yerleri ışımış Anası yorgan vermemiş de Ak memeler üşümüş.
- Beklemek kadar zor bir şey yok.Bekledi.Ne zaman?.Öğle oldu.Bir ıslak sıcaklık çöktü ovaya.İkindi oldu.Karşı dağların gölgeleri doğuya doğru uzadı.Bu sırada Memed,bir kamış köküne dayalı tüfeğini aldı,yol kıyısına yakın büyük bir kamış kökünün yanındaki çukura gitti.İkide birde yolun ortasına çıkıp kasabadan yana bakıyordu.Görünürlerde kimsecikler yoktu.Dişi dişini yiyordu.Döşen kurşunu yazıya yabana...Nereye olursa olsun.Döşen!Kamışlığa,yola...Hırsından tepiniyordu.Her dakika bir yıl oluyordu artık.
- Kırlangıç yapar yuvayı Çamur sıvayı sıvayı
- Memed elini uzattı, usulcana: "Hatçe," dedi. Hatçe: "Can," dedi. "Yolunu, yolunu çok gözledim. Gözlerim yollarda kaldı." Sıcaklıkları birbirine geçiyordu. Nefesleri bir yalım rüzgarı gibi. Birbirlerine biraz daha sokuldular. Başı dönüyordu. Buz gibi, yumuşacık ipekli, bir su gibi, karanlıkta Memedin elinden Hayçenim ellerine aktı. Bir zaman öylecene sarılmış kaldılar. Konuşmadılar. Tir tir titriyorlardı. Bacakları geriliyordu. Taze çimen kokusu... Başı dönüyordu. Syf 83/1. Ktp
- İnce Memed , ağayı öldürmeye gittiğinde, ?Beni öldürmen neye yarar, bir ağa gider, başka bir ağa gelir,? demişti. ?Olsun,? diye karşılık vermişti İnce Memed, ?benim yerime de başka bir İnce Memed gelir.?
- Yiğidi öldür de hakkını inkar etme.
- İnsanoğludur bu hiç belli olmaz.
- Bunlar gösteriş için kendilerini tutarlar da uçurumdan aşağı atarlar. Atarlar da paramparça olurlar. Sırf paramparça olmuş, desinler diye.
- İçini ince bir sızı gibi ağırdan bir hüzün sardı. Karamsarlık geldi, karanlık ağır bir su gibi yüreğine oturdu.