- Ama gene de intiharda temizlenme umudu yoksa bile, hiç değilse bir gurur var.
- Deneyim sahibi kişiler her zaman garip süprizlerin kaderin en belirgin niteliği olduğunu söylerler. Her denense Nicholai ile Mariko ilişkilerini sürdürdükleri sürece onlardan hiç kuşkulanmayan ev halkı, onlar ilişkilerini kesince kuşkulanmaya başladı. Tehlikeli ve heyecanlı aşklarının içinde yüzerken, kimse anlamasın diye kalabalık içinde olan tutumları çok kontrollüydü. Ama şimdi artık utanılacak bir şeyleri kalmadığı için bir arada daha uzun zaman geçirmeye, herkesin gözü önünde yürüyüş yapmaya, bahçede birlikte oturmaya başlamışlardı. Aile arasında dedikodular alıp yürümüş, herkes birbirine işaretler yapar olmuş, genç çifti kaşlarını kaldırarak süzmeye başlamışlardı.
- Günlük yaşamı bir sürü küçük olaylarla noktalanıp ölçülüyor, cezaevi dışındaki yaşamla da hiçbir ilgisi kalmamış bulunuyordu. Hiçbir zaman canı sıkılmamıştı. Fizik kurallarına ters gibi görünen bir ilke vardı çünkü: Zaman ancak, içi boş olduğu zaman ağırdı.
- "Çok saçma. Her çocuk kendini anasına, babasına ebediyen borçlu sanır ama, bu doğru değildir. Eğer ortada bir borç varsa, anayla baba borçludur çocuğa. Onu bu acılar, savaşlar, nefretler dünyasına getirdikleri için. Hem de bir anlık zevk uğruna."
- Hayatım alelacele çizilmiş ama vakit yetmediği için ayrıntıları doldurulamamış bir resme benziyor.
- Birkaç kültür karıştığı zaman ortaya her seferinde, bu kültürlerin en kötü niteliklerinin karışımı çıkar. Bir kültürün veye bir insanın kötü yanları, içinde gizli olan bir hayvandır. Aynı kültürün veye insanın iyi yanları ise, uygarlığın baskısıyla gelişen ve oluşan ince, hassas, kolay kırılabilen bir kılıftan ibarettir...
- Öğütler ancak öğüt verene yararlıdır. O da vicdanındaki yükü hafiflettiği için.
- Oysa bir şey ummanın, hayal kırıklığını davet etmek olduğunu o kadar iyi biliyordu ki!
- -Şu içine kapalı, gösterişsiz güzellikler için kullanılan Japonca kelime neydi? -Şibumi!
- -Eski bir Bask atasözü vardır. Uyuyan birini tekmeleyen insan sonunda mutlaka ölür. -Herkes ölür. -Gördün mü işte? Halk felsefemizin derinliğine yeni bir kanıt. -..... -İsa, Meryem, Jozef ve o eşeği aşkına, bu nasıl çay böyle! -Dağ çayı. -At sidiğine benziyor. -Dediğini kabul etmek zorundayım. Ben senin gibi herşeyi tatmış değilim.