- Hayatım alelade çizilmiş ama vakit yetmediği için ayrıntıları doldurulamamış bir resme benziyor...
- Benim söylemeye duyduğum ihtiyaç, onun işitmeye olan ihtiyacından fazlaydı...
- Kalabalığın çıkardığı gürültü mantıksızdır ama kulakları sağır edecek kadar güçlüdür. Beyinleri yoksa da; binlerce kolları vardır. Bunları seni yakalamak, çekmek, aşağıya indirmek ve batırmak için kullanırlar...
- Kalabalığın çıkardığı gürültü mantıksızdır ama, kulakları sağır edecek kadar güçlüdür.
- Öğütler ancak öğüt verene yararlıdır. O da, vicdanındaki yükü hafiflettiği için.
- Zaman zaman babama acıdığımı hissederdim. Ona kendisini çok sevdiğimi söylemediğim için. Ama aslında kendime acıyordum. Benim söylemeye duyduğum ihtiyaç, onun işitmeye olan ihtiyacından fazlaydı.
- Bütün savaşlar sonunda kaybedilir. İki taraf da kaybeder, Nikko.
- « Anlatılmayacak bir niteliği tarif etme çabası. Bildiğin gibi Şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün. O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçak gönüllük demek. Sanatta Şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna sabi denir. Felsefedeyse kendini wabi olarak gösterir. Büyük bir ruhsal rahatlıktır ama pasiflik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse... nasıl söylemeli... Hakimiyet peşinde olmayan otorite mi? Onun gibi bir şey.»
- Senin en büyük kusurun tecrübesizliğin değil. Kayıtsızlığın. Yenilgilerini senden daha zeki ve yetenekli olanların elinden tatmayacaksın. Seni yenenler, sabırlı, sinsi ve orta düzeyde insanlar olacak...
- Bir şey ummak hatasına düşen, karşılığını hayal kırıklığıyla öder...