İnsanlar kocaman şehirlerde ceviz kadar zihinlerin içinde yaşıyordu.
Babam okumam gerektiğini söyledi. İnsanın kendisine ettiği dua yetmezmiş. ?ülkene, dinine hizmet edecek öğrenciler yetiştirmelisin. Onların yapacakları güzelliklerden nasiplenmelisin kızım? dedi. Babam fevkalbeşeri bir derinliğe ve dünya görüşüne sahipti.
İnsan fanidir kızım ancak fani olmayana kendini teslim edince baki olur. Ancak aynasını bulup da birlik iğnesinden tek bir kişi olarak geçince ölümsüz olur.
Sobanın yanma sesi evimizdeki bereket sesiydi. Huzurun sesiydi. Çıtır çıtır hem görsel hem işitsel bir olağanüstülük zuhur ederdi odamızda. Sobadan sonra insanlardan bir şeyler kopup gitti diye düşünüyorum. Eski sıcaklıklar, emekler, masumluk, samimiyetler sobaların sanayilere hurdalığa gitmesi üzere bitti gitti. Eskileri düşünürken, sevdiğim birini gördüğümde yüzümde oluşan tebessümün bizzat aynısı oluşuyor. Soba, güğüm, divan? Odaları değil sanki yürekleri ısıtırdı birbirlerine.
Allah yeniden başlayanların yardımcısıydı?
İnsanın ihtiyacı olan şey mükemmel biri değil, kendisine ayna olacak o kişidir...
Yeter ki istesin insan, sadece bir martıya bile bakıp özgürlüğe olan ihtiyacını hissedebilir. Özgürlüğe, yani denize yakın bir yere gidin ve kulak verin sizi çağıran o inanılmaz sese. Sanırım Konya'da sık sık duyduğum ney sesi yerine İstanbul'da insanlar martı sesiyle besleniyorlar.
İnsanlar gibi, birilerine minnet ettikleri için değil, özgürlüğe olan inançlarıyla buluyorlar rızklarını.
Hakikat, bilmediğini bildiğin değil, bilmediğini bile bilmediğin yerde seni bekler. Yaşamadım ama okudum. Duydum. Dinledim.
Sevmek, ancak Allah'a götürecek bir sebepse sevmekti bence.
Kürşat Başar
Ahmet Haşim
Adolf Hitler
Pınar Çekirge
Karen Kingsbury
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
William Cuthbert Faulkner
Şule Yüksel Şenler
Arundhati Roy
Pucca