Namaz kılıyordum ama kalbim ne kadar eğiliyordu secdeye. Kalbimi de katıyor muydum namaza ? Dünyalık ne varsa 'Allah-u Ekber' dediğimde bırakabiliyor muydum bir kenara?
Yaşamayı unuttuk, nefes almayı unuttuk ve bir gün geldi sevmeyi de unuttuk biz...
Ekmeğimi bölüştüm bir sofrada, Talibi çok oldu. . . Derdimi bölüştüm bir sofrada, Arkasını dönüp giden çok oldu. . .
Nasihat toplumunda büyüdük. Sözlerin model olduğu lakin davranışların eksik kaldığı bir toplumda
Nasihat toplumunda büyüdük. Sözlerin model olduğu lakin davranışların eksik kaldığı bir toplumda
Sonsuz bir hakikat için plan yapmak yerine, ömrümüzün tamamını dünya planlarıyla geçiriyoruz.
Çevremizdeki muhabbet edemediğimiz insanlardan çok uzaklara ihtiyacımız var biizim. Göç etmeye ihtiyacımız var, bir gönül seyyahına ihtiyacımız var..
Bir metali, bir kağıdı sevmek gibi değildir birini sevmek. Emanet bilmekti Rabb'in emanetine iyi bakmaktı. Allah ruhundan üflemedi mi bizim ruhumuzu ? Sevmek Allah'ın ruhundan üflediğine emaneti gibi bakmak değil miydi? Ona iyi bakmak değil miydi? Elinden tutmayı değil, gönlünde bir muhabbette buluşmayı dualarında istemek değil miydi?
Bize verilen nasihat ' Dünyada ol ama dünyanı olma,'dır.
Namaza benzeyecek biraz da sevgin, niyet ettikten sonra etrafa bakmayacaksın. Yalnız olacaksın biraz, en güzel aşk, yalnızken gelirmiş. Aslında insan en çok yalnızken, sıkılırken mutludur. Çünkü hevesten arınmışsındır. Hele bir de hüzün varsa, en çok o zaman yaklaşırsın Allah'a. Seveceksen ağlamadan sevmeyeceksin, aşk buğusuz olmaz, kuru gözlerle sevdiğinin yüreğini göremezsin.
Emile Zola
Sarah Jio
John Berger
Cemal Süreya
Hekimoğlu İsmail
Jack Kerouac
Marquis de Sade
Debbie Macomber
Nimet Erenler Gülkökü
Stefan Zweig