- Kitabın bir paragrafı beni çok etkiledi. Onu yazayım bari dedim. "Sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim... Yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. Yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen... Yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi... Yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum... Sonra daimi hayranım ve tabii dokunulmamış sevgilim... Sen benim masumiyetimsin Tuna... Benim en yakınımsın! Aslında belki öbür yarımsın? Bütün bunlar ne demek anlıyor musun?"
- Fakat dürüst bir şekilde kendime sormadan edemiyorum "Acaba ben basiretsiz miyim?" diye. Gerçekleri göremeyene, ileri görüşlü olamayana denir basiretsiz. Basiretiniz, sağduyunuz bağlanınca, söylemeniz gereken şeyi söyleyemezsiniz, engel olmanız gerekene engel olamazsınız, siz başka türlü hayal edersiniz, sonu başka türlü olur.
- Neden sana cevap yazamadığımı bilmiyorum. Belki de bilinçsizce son noktaya kadar deniyorum seni, benden vazgeçecek misin diye.
- En sıradan bildiğin insanın bile bir başkasına karşı akıl almaz derinlikte bir aşk besleyebileceği gerçeğiyle tanıştın.
- Çok bencilce gelecek ama umarım oralara alışmazsın.
- Not: Kar küresini neden gönderdin? Kışı seveyim diye mi, seni unutmamayım diye mi? Her iki durumda da hediyen amacına ulaştı.
- Özellikle şu son birkaç aydır uzun uzun düşünmeye vakit ayıramadığım için beynimin içi akvaryum gibi oldu. Suyunu değiştiremediğim için su bulanık.
- "Oğlan, kızı ister. Verirlerse evlenir, vermezlerse aşık olur" derler. İmkansız olduğu zaman mı aşktır aşk? Öyle olduğu için mi aşka giden yolu çalılarla çırpılarla doldurur, kayalar yuvarlarız önümüze? Yolu geçemeyelim de aşık olalım diye mi? Aşka ulaştığımız zaman büyüsünü yitirmesinden mi korkarız bilinçaltımızda? Gizli bir zevk mi alırız bundan? Ölümüne diyete girdiğimizde önümüze konan sütlaçtan bir kaşık alamama durumu gibi bir şey midir aşk?
- Masalların verdiği gizli mesajlar: Güzel ve Çirkin: Zengin erkeğin güzeli de çirkini de her şekilde gider. Hansel ve Gretel: Akıllı ol bir de az ye. Kırmızı Başlıklı Kız: Kır dizini, otur evinde. Küçük Denizkızı: Sevme kızım, yanarsın. Peter Pan: Kafa yapıcı maddelerden uzak dur. Pamuk Prenses: Sana az ye dedik.
- Her köşesinden bir Renault Toros fırlayan, Times meydanına rakip Sındırgı meydanının ortasından geçiyoruz.