- Denizin yüzünü buruşturan rüzgarın, derin sulara hükmü geçmez...
- Taş, seni bilmediği için taştır... Demir, seninle ısınmadığı için soğuktur... Seninle olup da senden olmayanlar da öyle, ahhh öyle... Sensiz olan zaman, bir bakar kör değil de ya nedir Allah'ım...?
- 'Handır bu gönlüm, ya misafirhane... Dert konuklar, derman konuklar, hayal konuklar, melal konuklar; mümkün konuklar, muhal konuklar. Hele hasret, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan. Handır bu gönlüm, yıkık, dökük... Fakir konuklar, zengin konuklar, alim konuklar, cahil konuklar; gelen konuklar, geçen konuklar. Hele bir hancı vardır, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan....
- ?Hüzün kapımı çaldı... Vuruşundan tanıdım. Kim o, demeye kalmadan itip içeri girdi. Kızdım... Nedir bu destursuz geliş..? dedim. Kahkahalarla gülmeye başladı. Hakkı da var ya...Kendi çatısı altına izinle gireni de kim görmüş...??
- Şu muhakkak ki cihanda, her fert, şu veya bu cihetten hemen her gün bir insanlık imtihanına tabi olmakta... fakat herkesin sorguya çekiliş şekli o kadar birbirinden başka, birbirinden ayrı ve uzak ki, bu büyük vicdan imtihanının, çoğumuz farkında bile olmuyoruz...
- Kızım, her ceviz yuvarlaktır; fakat her yuvarlak, ceviz değildir. Herkes insandır,fakat her gördüğün insan, insan değildir...
- Fakat istemek olmak mıdır..? Bir kurbağanın da fil olmak istemediği ne malum..? İstek ve arzuya kabiliyetin de ilavesi şart..
- Zaman kalburu işini bilir. Kendisine tevdi olunan her kıymeti, bıkıp usanmadan aheste aheste eler durur. Düşene dur demez, kalanı da silkip atar. Dökülen dökülür, kalan kalır...
- Ne mutlu o göze ki bu birbirine zıt olan eşyânın mânâsına nüfuz etmiş ve birliğin azâmetini hayretle temâşâya dalmıştır. (164)
- "Temennî ederim hiç kimse aşk ilmini en gizli hecesine kadar öğrenmedikçe ona müptelâ olmasın..."