- İkimiz de kaçıp gitmenin, yeni bir varoluşun, yeni kimliklerin özlemiyle kıvranmadık mı? İkimizde, sonuçta, bizi dibe çeken çapaların ipini kesip kendimizi açık sulara atmadık mı?
- Bilmediğim bir şeyi anladım. Dünyanın sizin içinizi görmediğini, derinin ve kemiğin maskelediği umutlarımızı, hayallerinizi ve kederlerinizi zerre kadar umursamadığın. Gerçek işte bu kadar basit, bu kadar saçma ve bu kadar gaddardı. Hastalarım bunu zaten biliyordu. Kim olduklarının, kim olabileceklerinin ya da kim olmaları gerektiğinin, büyük oranda, kemik yapılarının simetrisine, gözlerinin arasındaki mesafeye, çenelerinin uzunluğuna, burunlarının ucunun kalkıklığına, burunla alın arasında ideal bir açıya sahip olmadıklarına dayandığını çoktan görmüşlerdi.
- Güzellik gelişi güzel, düşüncesizce dağıtılmış, hakkıyla kazanılmamış, muazzam bir armağandır.
- Bizi er ya da geç bir seçime zorlayan sevgilerdendi: ya yırtıp atardınız ya da altında kalır, sizi ezip daha küçük bir şeye dönüştürdüğünü bile bile şiddetine katlanırdınız.
- Yani sevecenlik bir insanın asla pişman olmayacağı tek şey. Yaşlandığında kendine kesinlikle şöyle demezsin: Ah, keşke şu şu kişiye iyi davranmasaydım. Bunu söylemek aklına bile gelmez.
- Baba'ya baktıklarında da ya buz gibi kayıtsızlık ya da daha kötüsü, gizli bir küçümseme oluyor, sanki babamın akıllılık edip yaşlanmaya, elden ayaktan düşmeye direnmesi gerekirmiş gibi.
- Bazı insanların mutsuzluğu, diğer insanların aşkı hissettiği gibi hissettiğini biliyorum artık: mahrem, yoğun ve karşılık beklemeksizin.
- Yusuf, Kenan iline dönecek, bırakın matemi,
Ahırlar gül bahçesine dönecek, bırakın matemi,
Bir tufan patlayıp tüm canlıları boğmaya kalkışsa,
En güçlü kasırgayı bile aşacak
Nuh gibi bir klavuzunuz var, bırakın matemi. - Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa, derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu farkedersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır. Şimdi, artık görevimi tamamladığımdan, kendimi hedefsiz, başıboş hissediyordum.
- Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi...