Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.
Şafak vakti ardında tarlalardaki çiyden başka bir şey bırakmadan dağılan pus, yükselip bulut olur, yağmur olup yağar sonra. Ben de çok farklı olmadım pustan.
Çocuklarınızın kahkahaları dereler, gençlerinizin özlemleri ırmaklar halinde aktı benim sessizliğime.
Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz, aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız.
Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.
Güzellik şafakla birlikte yükselecek doğudan.
?Veririm ama sadece hak edenlere.? Dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır.
" Mutlak hakikati bilmiyorum. Ama bilgisizliğimin karşısında alçak gönüllüyüm; onurumun da ödülümün de kaynağı burada. " Syf. 9
"Şu paradoksa bak: Aşırı uçlar, ortanın her bir uca yakınlığından daha yakındırlar birbirine. " Syf.73
Ve hep olmuştur, sevgi ayrılık anına kadar kendi derinliğini bilmez.
John Berger
Ceyhun Yılmaz
Jean Paul Sartre
Agatha Christie
Jack London
Erol Çelik
Henri Beyle Stendhal
Pucca
Ercan Kesal