ve ben ölü geçmişimin içinden geçerek kendimi yeniden eritiyor, kendi içimde kayboluyor, kendimi dünya işleriyle henüz kirlenmediğim, her gizeme, her geleceğe açık olduğum o uzak gecelerde unutuyorum.
ve derin bir küçümseme, insanlık için çalışan, vatan için savaşan ve hayatlarını uygarlığın sürmesi için feda eden tüm insanlara karşı bir tiksinti, bir küçümseme
Ne zevk, ne ün, ne iktidar: özgürlük, yalnız özgürlük.
Ben olmadığı için bütün dünyaya imreniyorum.
Kişiliğini, onu yitirerek bulmak -inancın kendisi de, yazgımızın bu yönünü doğrular.
Şimdiye kadar hatadan ve yanılgıdan başka bir şey olmadığımı, hiç yaşamadığımı, sadece zamanı bilinçle, düşünceyle doldurduğum ölçüde var olduğumu biliyorum.
Ve kendime ağırlık yaptığımı hissediyorum, evet, bilinçlenmeye mâhkum olmaya benzeyen bir ağırlık veriyorum üzerime...
Kendini bilmemek, yaşamaktır. Kendini yanlış tanımak, düşünmektir.
Neden bilmem, bazen öleceğim içime doğar...
Ölüm uykuya benziyorsa, ölümden uyanacağımızı varsaymamız gerekir.
Rainer Maria Rilke
John Katzenbach
Nasuh Mahruki
Halil Cibran
Nedim Gürsel
Cemalnur Sargut
Pierre Rey
Bilge Karasu
S. Ahmet Arvasi
Kadir Aydemir