ve kurduğum bütün o hayallerin doruklarından bakıyorum da, Lizbon kentinde bir yardımcı muhasebeciymişim.
Büyük tutkularım, sınırsız düşlerim oldu- ama o kadarı çıraklarda, terzi kızlarda da vardır, çünkü bütün dünya hayal kurar: Bizi birbirimizden ayıran şey, o hayalleri gerçekleştirecek gücümüzün ya da kendiliğinden gerçekleştiklerini görecek kadar şansımızın olup olmamasıdır.
Düşlerimde ben de çıraklar, terzi kızlar gibiyim. Onlardan tek farkım, elimin kalem tutması.
Belki de sonsuza kadar muhasebeci olarak kalmak benim kaderimdir; şiir ve edebiyat ise alnıma konmuş bir kelebektir belki; parlak güzelliğiyle gülünecek halimi iyice ortaya çıkaran bir kelebek.
İster var olsunlar ister var olmasınlari biz tanrıların kölesiyiz
Beni sevmek, bana acımak demek.
Ölü yaşlar gözlerimi yakıyorsa da yüreğimin en gizli yerinde ağlıyorum aslında.
Hayata ayak uydurmamızın tek yolu, kendi kendimizle uyumsuz olmak.
Duygular dendiğinde kayıtsız kalmamda, belki de vaktiyle (sevilmiş) bir çocuk olamamanın üzüntüsünün içime işlemiş olmasının da payı var.
Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız.
Stieg Larsson
Tom Robbins
Mehmed Uzun
Ahmet Turgut
Hekimoğlu İsmail
Nimet Erenler Gülkökü
Sabahattin Ali
Nikolay Vasilyeviç Gogol
Namık Kemal
Jean Genet