- Her şey bir yanıyla tanıdık ama bir diğer yanıyla son derece uzaktı bana.
- Yolcuların arasında öğrencileri seçebiliyordum, öğrencilerin arasında da, bir önceki geceyi ailelerine bir sürü yalan sıkıp arkadaşlarının evinde içip sıçarak geçiren dalgacılarla, ders notlarını gözden geçiren düzenli, çalışkan tipleri. Görünüşe aldanmamak gerekirdi ama; evet, ikinci grubun not ortalaması daha yüksek olsa da en parlak çocuklar ilk gruptan çıkardı. Peki hayatta hangileri başarı kazanırdı? Babası zengin olanlar, elbette. Onun bu konuyla bir alakası yoktu yani.
- ... insanlık projesine yeniden yazılmış modern bir bireydim artık. Hoşgörülü ama eleştirel, girişken ama saygılı, açık fikirli ama korkak, güler yüzlü ama umutsuz.
- Kanımca bir insanın en büyük eseri hayatıdır. Sanatçı için uğraşı alanı; müzik, dans, edebiyat, resim... her ne ise, bu eserin fonksiyonlarından sadece biridir. Günler, geceler boyu daha gönül okşayıcı bir melodi, daha vurucu bir dize, daha derin bir cümle peşinde koşarken, ruhunuzun milim milim yontulmasından kaynaklanan bir azap yaşarsınız. O esnada yarattığınızı zannettiğiniz şey aslında sizi yaratmaktadır. Ne yazık ki, peşinden koştuğunuz şeyi nihayet bulduğunuzda bu gerçeği unutuverirsiniz. Sanatçı tabiati gereği atak, küstah ve kibirlidir, işte bu yüzden çoğunun işindeki ustalığıyla ruhunun tekamülü aynı hızda ilerlemez.
- Yolda yürüyen insanlara bakarken benim dışımda herkesin gitmeye değer bir yeri olduğu duygusunu içimden atamıyordum.
- Eh, neticede olgunluk dediğin, hayatı daha fazla acıyla kabullenebilme yetisi değil midir?
- ...insan ölünce yerçekiminden ziyade gökçekimi kanunlarını düşünme eğilimine giriyor.
- Kuzunun kurttan korkmasında şaşılacak bir şey yoktur ey oğul; şaşılası olan, kuzunun o kurda sevdalı olmasıdır.