- İnsanların çoğu göründüğü kadar aptal değildir; özellikle de aptal görünenler.
- İşte bu ahval ve şerait altında, (27 Mart 1994) seçimlerinden sonra büyük bir sürprizle uyanacaktı necip Türk milleti. İslamcı parti tüm rakiplerinin arasından sıyrılıp, genel oy toplamında üçüncü olmasına rağmen, İstanbul ve Ankara dahil en çok ilde belediye başkanlığını elde edecekti. O günden sonra da, yerel, genel demeden hemen hemen tüm seçimlerden zaferle çıkacak, ülkeyi önce ağır ağır, sonra doludizgin, Türkiye'nin ikinci sınıf bir demokrasi ülkesi olduğu günleri mumla aratacak otoriter bir rejime doğru taşıyacaktı.
- Müslümanlar için... Batı'nın hiç bir başarısı uzaya gitmek kadar hayret verici ve yaralayıcı olmamıştır.
- Çünkü bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, yaz geçiyor, ömür geçiyor lakin kalbimdeki yara geçmiyor, geçemiyordu.
- Sağlık Türkiye gibi bir şey, doğuya giden gemide batıya doğru koşmak...
- Değil mi ki Nergis'leydim, tüm alemle de bir bütün ve tektim. Tepemdeki gökyüzü, ayağımın altındaki taş, rüzgarla sürüklenen dal parçası dostum, kardeşim, sırdaşımdı. Yıllarca her gün lanet okuduğum hayat, sonsuz haliyle kabulüm ve başım üstündeydi.
- Artık sevmeyen kadının gözlerini hemen tanırsınız. Denizi yırtan bıçak gibidir.
- Her şey nasıl da başka türlü olabilirdi diye düşünüyordum. Bir anlığına orada değil de şurada olsan, o tarafa değil de başka tarafa baksan, kıçını sol elinle değil sağ elinle kaşısan, bir sözü söylesen, ötekini söylemesen... Kaderin acımasız ağları aslında ne kadar da zayıf bağlarla örülmekteydi.
- "Neticede çocuklar bize bakarak büyüyorlar." "Doğru," dedim. "Ama daha ziyade biz onlara bakmadığımız sırada bakıyorlar."
- "Kızımın Ece isminde üç arkadaşı var," dedim. "Ada, Arda, Efe, Deniz, Selin, Ege... Böyle gidiyor." "Vaay, kız babası durumları, ha? Yakından takip ediyorsun arkadaşlarını." "Hepsi kısa, net ve içinde Türkçe'ye özgü, ı, ç, ş gibi harfler barındırmayan isimler. Enteresan değil mi sence de?" (...) Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözleri fıldır fıldır dönüyordu. "Zeynep'te de yok," diye karşılık verdi sonunda. "Yok, haklısın. Hepimiz günün birinde batılı bir ülkeye kaçmak zorunda kalabileceklerini düşünüyoruz çünkü. Bir de isimleri yüzünden sıkıntı çeksinler istemiyoruz." "Belki de doğal olarak gideceklerini düşünüyoruzdur," dedi Saffet.