- "Hayyam bade ile sarhoşsan mutlu ol Lale yanaklı biriyle oturmuşsan mutlu ol Madem ki dünyanın sonunda yokluk var Say ki yoksun,varmışsın gibi mutlu ol"
- İnsanların unutamayacağı,hatta unutmaması gereken bazı günler vardır ama yaşarken böyle günleri,hayatının değişmekte olduğunu fark etmez insan,kendisine nişan almış bir avcının varlığını sezemeyen bir ceylan gibi sakin sıçrayışlarıyla yürüyüşüne devam eder.
- ......"Acaba aşk dedikleri sürekli yeni anlaşmalar yapmak mı?"
- Ölüm korkusu geleceği merak etmektir.Ölüm korkusu geleceğin içinde saklı.
- Geçmiş acı,gelecek ölüm.
- Bir kaç defa öldüm bence,birkaç defa da terk edildim...Aslında hangisinden daha çok korktuğumu bilmiyorum.Hangisi daha kötüydü onu da hatırlamıyorum.
- Telefonu kapattığında Selim kabuğunu yitirmiş bir kaplumbağa gibi garip bir çıplaklık ve üşüme hissettiğini fark etmişti,sanki üstünden çoktandır alıştığı bir örtüyü çekmişlerdi.Sevildiğini bilerek,buna inanarak yaşamanın insanı nasıl güvenli ve sıcak tuttuğunu,şimdi o sevgiyi kaybetmekte olduğundan kuşkulandığında anlamıştı.
- Mutluluk ümidi kalmamıştı.Masala olan inancını da yitirmişti.Artık istediği sadece rahat bir uyku,kıskançlıklarla,kuşkularla,kederli düşüncelerle parçalanmamış sıradan,huzurlu bir gündü.
- ...........bir yanıyla koparken bir yanıyla daha sıkı bağlanmak onun neredeyse bütün varlığını çatırdatıyor,tamponundan zincirlerle bir duvara bağlanmış bir yarış arabasında gaza basar gibi sonunda bir parçasının kopacağı duygusuna kapılıyordu.
- Onun aslında acısını unuttuğunu ama acıya alıştığı için o acıdan kopamadığını düşünüyorum.Ölmüş bir acıyı taşıyor sırtında...