bir orospuyken bir azize, bir azizeyken bir orospu olursun ve ancak âşıkken anlarsın arada bir fark olmadığını.
ve inanın, hayat, içi boşaldıkça ağırlaşır. taşınması zor bir yük olur.
vazgeçemeyeceğim kadar kıymetli değil hayatım, ben şanslı olanlardanım, hayatımdan daha kıymetli bir şeylerim var benim.
gerçekleri sıradan cümleler söyler bize. hayatımızı onlar belirler. bir de büyük cümleler vardır, kılıç kışıca değer gibi şakırdayan, meşaleler gibi parıldayıp alevler gibi yakan büyük cümleler. o büyük cümleler de bize yalanları söyler.
ve bir şehirde unuttuklarımızı her şehirde hatırlıyoruz.
biz yenilerek koşarız ve ne garip, galipler teker teker silinirken sahneden, biz hep kalırız.
sonra nedense, katillerin de öldüğünü düşündüm, öldürmek kurtarmıyordu onları ölümden.
geçmişi özlemesem, geleceği merak etmesem, kendimi serin yaprak kokularına, güneşle ağırlaşan üzüm salkımlarına bıraksam.
ölürken ağlayan genç prensesin, "niye ağlıyorsunuz? bu bir işe yaramaz ki" diyen nedimesine, "ben de onun için ağlıyorum ya" demesi gibi, bütün bunları bilmenin bir işe yaramayacağını bildiğimiz için ağlayacağız.
Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum. Sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana bir daha dokunmazsan, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim. Beni tut, beni her şeye rağmen tut.
İvan Aleksandroviç Gonçarov
Naşide Gökbudak
Mustafa Balbay
Mehmet Akif Ersoy
Irvin D. Yalom
Susan Elizabeth Phillips
Marguerite Duras
Sylvia Day
Italo Svevo
Bengül Dedeoğlu