- Dindar adam, her an sonsuzluğun huzurunda bulunan ve her hareketi için ondan gelecek emri dinleyen, bu emri vicdanında ve onunla birlikte cemaatin vicdanı olan kitapta arayan adamdır. Hayat kaideleriyle yaşayan adamdır.
- Montesquieu, Fransız inkılabını hazırlayan esasları, adalet prensibini en iyi benimsemiş olan İngiliz siyasi teşkilatında bulmuştu. Filhakika İngiltere'yi kuran, dünyaya hakim yapan, İngiliz milletinin kendisi için yaşattığı hudutsuz adalet idealidir.
- Hayata sımsıkı sarılan idealsiz ve imansız bir maarifi biz açıkça istemiş değiliz. Biz sadece hayatı istedik. İdeali doğuracak kuvvetlerin yokluğu sebebiyle serbestçe yol alan müessirler, bizi bu sonuca ulaştırdı. Maarif hayata mağlup oldu, mektep mideye mağlup oldu.
- Hayata sımsıkı sarılan idealsiz ve imansız bir maarifi biz açıkça istemiş değiliz. Biz sadece hayatı istedik. İdeali doğuracak kuvvetlerin yokluğu sebebiyle serbestçe yol alan müessirler, bizi bu sonuca ulaştırdı. Maarif hayata mağlup oldu, mektep mideye mağlup oldu.
- Bütün bunları ilk öğretimden beklemek durumundayız. Bir bakıma bugün ilk öğretim, hayatla mücadele yeri olmak zorundadır. Çok kere etrafında iyi örnek bulamayan çocuk öğretmenini örnek insan olarak alacaktır. Öğretmen en büyük gücü ile çocuğun ahlaki yapısına yönelecek, telkinin bütün vasıtalarını bu yapıyı yoğurmak için kullanacaktır. Din dersinin bu hususta büyük önemi vardır. Ancak din bütünüyle insanın varlığına çevrildiği için din kültürü, yalnız bir dersi içinde verilemez. Belki Kuran'ın insan anlayışına uygun telkin ve davranışlarla dini ruhun tam ve gerçek şekilde aşılanması kabil olur. Eğer azar azar, adım adım teknik hırsı, bizi efendiler hesabına feth eder de çocuğun ahlak yapısını bir gün tamamen ihmal edersek, o zaman makina kadar gaddar ve merhametsiz, kindar ve hürmetsiz olarak yetişecek gençliğin karşısında, büyük din ve ahlak dahimiz Mehmet Akif'in şu acıklı hitabı, ister istemez dudaklarımızdan fışkıracaktır. Bırak tahsili evladım, sen ilkin bir haya öğren! Biz, tahsilden önce hayayı pek iyi bilen, kendini bilen, cesur, fedakar, vatansever, imanlı bir nesle ilk öğretimin kutsal kapısını açmak zorundayız.
- Davamız, her devirde olduğu gibi, hakikatın kurtarılması, hayatımıza hakim kılınması davasıdır. İnsanlığı her zaman hakikat cihadı yükselmiştir. İnsanlığın yükselmesi ve yıkılışları yine her zaman okulda hazırlanmıştır.
- Edebiyat dersi bugün ne bir sanat dersidir, ne de ideal aşısıdır. Sadece yazarların hal tercümelerini nakleden iskolastik bir öğretim sahasıdır. Bize Yunus'tan, Fuzuli'den, Şeyh Galip'ten, Hamit'ten, Akif'ten ruh ve iman dalgaları getirecek büyük edebiyat dersini hasretle bekliyoruz. Sanat için sanat sevgisi, bizi Allah'a tırmandıracaktır. Biz henüz insanı sevmesini bilemedik, insanı arayamadık.
- Ancak böyle ciddi ve ilmi bir öğretimle dini kültür gayesine doğru götürülür. Davanın fikir ve ilim çevresinde layık olduğu değerle karşılanması için, devlet programıyla yapılması istenen bu öğretim tek başına hakim olmalı, kurslar halinde fertlerin ve zümrelerin yaptığı yarım ve şuursuz ilimsiz öğretime son verilmelidir. Aynı zamanda dini değerleri gözden düşüren çalışmaların, büyücü, bakıcı ve üfürükçülerin kalpazan şeyi taslaklarının, mülevveş mürşitlerin, seçim namazlarının, Hac ticaretlerinin, dini neşriyat bezirganlarının, din istismarcılığının varlığına son vermeyi göze almalı özlediğimiz inkılabı yapmak isteyenler buna söz vermelidirler. Din ve ahlakımızın, bir kelime ile ruhumuzun selameti o zaman başlayacaktır.
- Bütün şerir kuvvetlerin ve bunca musibetlerin varlığını kabul ederek bunlarla milli birliği kurma imkanı var mıdır? Milli birliğimizi XX.asırda yeniden, ruh ve kültür dünyasında işe başlayarak meydana getirmek için, onu tehdit eden kuvvetlerin yok edilmesi lazım geliyor. Yukarıdan beri saydığımız muzır müesseselerin varlığına son verecek kudret bizde yoksa milli birliğimizi kuramayız. Ancak iman ve iktidar ile kurulacak, milli birlik ise birbirine yabancı, idealsiz ve iradesiz unsurların gelişigüzel birleştirilmesiyle meydana gelmez. Onu meydana getirici cevher yaratıcı maya, inanan ve imanın verdiği kuvvet ve cesaretle harekete geçen bir zümrenin eliyle tesir gücünü daima genişletmek suretiyle bu dava başarılacaktır. Evvela devlet kasalarından eller çekilsin. Menfaatlar bir batakta boğulsun. Çeşitli yollardan hakka para para toplama yarışlarına son verilsin. O zaman birbirlerinin vatanseverliğine inananlar, inanmadıkları taraflardan yürüyerek aralarında uçurum açacak yerde, inandıkları vr anlaştıkları yollardan giderek birleşsinler. Bütün prensiplere karşılıklı hörmet edilsin. Kalpler ve hüsnüniyetler birleşsin; derdimiz ve davamız bir olsun. Yalnız şekillere ve tatbikata ait şahsi görüş ayrılıklarını göz önünde tutmayalım. Dünyanın bütün yolları Roma'ya götürdüğü gibi hep ayrı yollardan gitsek bile sonunda aynı millet davasının huzurunda diz çökelim. Müslüman Türk'ün çarpan nabzına, onu tedaviye koşan bütün eller uzansın. İşte milliyetçilik bu ulvi hizmet anında başlayacaktır.
- "Sevmeyenler, yaşamayanlardır. Onlar ölü ruhlardır. Her an toprağından taze hayat fışkıran tarlanın üstüne atılmış kuru kütüklerdir. Dünyamızın tadını onlar alamazlar, hayatın kudretini onlar bilemezler."