Bütün bunları ilk öğretimden beklemek durumundayız. Bir bakıma bugün ilk öğretim, hayatla mücadele yeri olmak zorundadır. Çok kere etrafında iyi örnek bulamayan çocuk öğretmenini örnek insan olarak alacaktır. Öğretmen en büyük gücü ile çocuğun ahlaki yapısına yönelecek, telkinin bütün vasıtalarını bu yapıyı yoğurmak için kullanacaktır. Din dersinin bu hususta büyük önemi vardır. Ancak din bütünüyle insanın varlığına çevrildiği için din kültürü, yalnız bir dersi içinde verilemez. Belki Kuran'ın insan anlayışına uygun telkin ve davranışlarla dini ruhun tam ve gerçek şekilde aşılanması kabil olur. Eğer azar azar, adım adım teknik hırsı, bizi efendiler hesabına feth eder de çocuğun ahlak yapısını bir gün tamamen ihmal edersek, o zaman makina kadar gaddar ve merhametsiz, kindar ve hürmetsiz olarak yetişecek gençliğin karşısında, büyük din ve ahlak dahimiz Mehmet Akif'in şu acıklı hitabı, ister istemez dudaklarımızdan fışkıracaktır. Bırak tahsili evladım, sen ilkin bir haya öğren! Biz, tahsilden önce hayayı pek iyi bilen, kendini bilen, cesur, fedakar, vatansever, imanlı bir nesle ilk öğretimin kutsal kapısını açmak zorundayız.
Diğer Nurettin Topçu Sözleri ve Alıntıları
- Eğer biz Mevlana'ların sunduğu ruhla dolsaydık, hergün bir yabancı ruhun taklitçisi bedbaht zavallılar olmayacaktık.
- Eğer biz Mevlana'ların sunduğu ruhla dolsaydık, hergün bir yabancı ruhun taklitçisi bedbaht zavallılar olmayacaktık.
- "Teknik, ilimlerin tatbiki demektir. Ancak gayesi değil, sadece tatbikatı, zira biliyorsunuz ki ilmin gayesi hakikati tanıtmaktır." [s.19]
- "Felsefe, insanın kainatı görüşüdür. (...) Şu halde onda biz varız. Felsefe, bir milletin benliğinden çıkarak kainatın her tarafına doğru uzanan iradesinin, sistem halinde ifadesidir. (...) Felsefesi olan milletin kalbi de vardır. İmanı olan bir cemaatın felsefesi mutlaka vardır." [s.20/1]
- "İslam dininin ihyası, kalkınmamızın belki en esaslı şartıdır. Ancak bu hareketi, onun içinden çöktürmüş olan din adamlarımızdan beklemek cidden abes olur; (...) Bu hareket, kültürümüzü ortaya koyacak felsefenin işidir. Zira İslam'ın özünü teşkil eden ilahi ruhu çoktan kaybettik." [s.27]
- "Din adamları, bugün ruhî hayat sahibi değildirler. Eğer olsalardı, dinin olduğu gibi, sanatın, ahlakın, felsefenin sahipleri olurlardı. Bunlar, dünya ölçülerini ahiret ahvaline pek fazla tatbik ettikleri için, yollarını şaşırmışlardır. Bütün ömürlerince ve geçimleri zoru ile akait talim eden bu zavallılar, olsa olsa din hayatının teknisyenleri sayılabilir." [s.28]
- "Bu hayatta, tecrübe, akla dayanmış bir merdivendir. Akıl ise kanadı aşk olmak şartıyle, kalbe ve ilhama yükseltici kuvvettir. Böyle bir anlayışla insan yolcusunun ilimden felsefeye, felsefeden dine yükselmesi lazım gelmektedir." [s. 62]
- Bizden kol, kalp ve kafa isteniyor, denmişti. Bunları, kendi irademizi kullanarak vermezsek bizden zorla alıyorlar ve zorla alan bizi esir ederek alıyor. Bizimle hareket etmeyen, bize karşı hareket ediyor. Fert, kurtuluşunu ancak kendi hareketiyle bulacak. ....... Büyük adamlar, iman yaratıcılarıdır. Bunlar, hareketleriyle kâinatı velveleye verenler değil, şuurları harekete getirenlerdir, insanda irade yaratanlardır. ............... Ruhunu inkâr eden insan, kurtuluşunu, değerleri devirmekte arıyor. Bu insan, istismar edici, esir edici, kendi emeğinin eseri olmayanı tüketici insandır. .......... Kendi emeğiyle yaşamayı dinî bir temel olarak tanıyan adam hangi zorbalığı yapabilir? İmanlı insanlıktan zorbalık doğamaz. Zorba-esir, hareket ahlâkına düşmandır, hareket kudretlerini kendinde öldürdükten sonra, başkalarının emeğiyle yaşama yollarını arayan adamdır. ......... Maddeyi ruha karşı koyan zorba hareket adamları, İskender, Sezar, Napolyon, Lenin insanlığın asırlarca çalışıp kurduğu medeniyetleri bir hamlede yıkmışlardır. Bunlar, insanlığa yeni bir değer getirmediler, belki eski değerleri yıkarak böyle harap olan insanlığı ferdiyetlerinin gururuna esir ettiler. ......... İnsanlığı gerçek çehresiyle tanımak için, küçük görünen, kalabalığın alkışını toplamayan, ancak göz yaşından doğan eserlere bakın. İnsanlık, kaba gözlerle görünmeyen bu şuur hareketleriyle ilerlemiştir. Bugünkü insanlık, Konfüçyüs'ün ve Buda'nın Hz.İsa'nın ve Sokrat'ın, Hz. Muhammed'in ve Gandi'nin eseridir.
- Mazlum yaşamaya razı olan, adaletsiz insandır.
- Dürkeym ferdin şuuru yerine cemiyetin şuurunu, ferdin vicdanı yerine cemiyetin vicdanını, ferdin Allah'ı yerine cemiyetin tâ kendisini koymuştu. Ona göre fert, düşüncesinin temel şartlarını cemiyette hazırlanmış bulur, cemiyetten alır ve öylece kullanır. İyi ve kötünün örneğini yine cemiyetten alır, onun emrettiğini yapar, yasaklarından uzak durur. Nihayet, her bakımdan kendisinden üstün olan, maddî ve manevî bütün iktidarı kendisine bağışlayan cemiyete, her din içinde başka şekil ve hüviyet vererek, fakat daima aynı üstünlük tasavvuru altında, tapınır.