- Kendini bilen Rabbini bilir... (syf 14)
- Eskiden ramazanlar gelir sevgili geldi derdin...Bayramlar da öyle....Her yer , her dükkan kıpkırmızı bayraklar asardı vitrinlere.Ülke yaşar, nefes alır, damarlarını da sokaklarda kıpkırmızı görürdün. (syf 17)
- Dünyalık ne varsa, 'Allah-u ekber' dediğimde bırakabiliyor muydum bir kenara? (syf 17)
- İnsanların ellerini kimyasal pahalı kremler düzeltmez. Ellerin en iyi ilacı avuçlarını semaya açıp dua etmektir. Yürekten ediyorsan duanı, derdini anlatıyorsan Hakk'a, gözlerinden düşen damlalar o avuçlara iyi bakar merak etmeyin. (syf 23)
- Ney sazlıkta dünyaya gelir, orada yaşar. kendi halinde, derdini anlatamadığı bir yerde. sazlığa ait hep orada olacaktır. Ta ki bir ustanın eline geçene kadar, ta ki bir nefesle aşk üflenene kadar... (syf 25)
- Sesini duysam umut var sabır var Yüzünü görsem huzur var şükür var.
- İnsanın saklısı olmalı Onu özel yapan değerleri olmalı Herkesin bir şarkısı, bir şiiri olmalı. Bir gün sevdiği çıkıp geldiğinde, Ona anlatacağı bir şeyleri olmalı (syf 37)
- Nasrettin Hoca'ya sormuşlar, '' Dünyayı nasıl buldun?'' O da, '' Sora sora,'' diye cevap vermiş. (syf 40)
- Ekmeğimi bölüştüm bir sofrada, Talibi çok oldu... Derdimi bölüştüm bir sofrada, Arkasına dönüp gideni çok oldu... (syf 41)
- Sabret. Senin tohumun sabır olsun. Rabb'ın karşısına çıkınca, sabrettim Allah'ım diye bilesin. At sabır tohumunu, isyan etme. O kara kuru tohumun kıpkırmızı bir elma ile sofraya gelişini izle... (syf 83)