- Tenha bir meyhanede oturuyorduk sevgilim İzmirin eski rıhtımında Bilirsin, severim çok İzmirin eski rıhtımını Hani bir çeşit kuşları vardır bulanık denizinin İnsanlar gibi konuşur o kuşlar bazen Ve unutulmuş diller gibi pek anlaşılmaz ne konuştukları Millerce yıl öteden bir tenhalığı sözlendirirler Hatırla Ne demiştim o gün ben sana ?Her tenha semte kurulmamış bir saat yakışır? Benim o bunaltılı günlerimden kalma bir mısra Ve sense bana Aragon?un ?Parisli şair, yüzü aslan dolu ? Sımsıcak, dipdiri bir mısrağını anlatmıştın Sesinle ve parmaklarınla Bardakta duran suyun bir akarsuyu Nasıl kıskandığını anlatmıştın boyuna Nasıl mı Dedim ya, sesinle ve parmaklarınla Neden olmasın, yeni yakılan bir sigarayla da anlatılabilir şiir Apansız bir yolculukla da Bir karpuzu ikiye bölmekle, bir portakalı dilim dilim ayırmakla Anlatılabilir Ama bizim memleketimizde şiir Yazık ki ölümle anlatılır biraz Ölümle anlaşılabilir Olsun, diyeceksin ne çıkar bundan Biz hayatı şiirden Şiiri hayattan özümlemedik mi
- Ölüm de girse araya Sahici aşklar kurmadık mı seninle Tertemiz, dosdoğru aşklar İzmirde İzmirin eski rıhtımında Unutmak için şimdilik Kolayca unutulmaz ya İçimizdeki bin dokuz yüz yetmiş bir yazını.
- Ve bak ki yüzümün şurasına Sağıma soluma Önüme arkama bak ki Ay mı, rüzgâr mı, deniz mi Koparılmışım topraktan Hızlandırılmışım sudan Kokudan renkten hülyalandırılmışım Bir sap çiçekten uzandırılmışım da göğe Nemden, küften, pislikten arındırılmış Duymaktan ve düşünmekten kıvamlandırılmışım işte - Mutluluk nedir
- Seni unutarak baktığımda bile Dünyanın her yerlerinden geçiyorsun Yayılıyorsun kalabalıklara Yalnız yayılmak mı Aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.
- Bir hüzün kaç kişinin hüznü olurdu Çıkarsak toplamak yerine Her hüzün başka türlü olurdu Ne yaparsan yap saati kurma Öyle dağıldık ki hepimiz Her günün geçmesi yeni bir gerçek oluyor Seninle her uzaklık gibi böyle.
- Yalnızsam böyle yalnızım bana çok azı kaldı Çevirip göğsüme çoktan Yalan mı yitirdiğim işaret parmağımı.
- "Biz ne garip şeyleriz ki; doluyuz, bazıyız, avuntuluyuz, Ve bizim en güzel öldüğümüzdür bu; yaşamak, Ben biliyorum, yalan mı, siz de biliyorsunuz."
- Bana elini uzattı, Ellerimiz birbirine değdi sıcaktı, İnceydi, Kıskanırım anlatmaya bu eli.
- ?Yorulduğun zaman söyle Susalım, hiç konuşmayalım istersen Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin Açık denizler gibidir zaten elimde Her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren Kelimelerini Hatırlıyorum bir bir?
- Gölgen yok senin, ayak izlerin yok! neden mi? Acılar barınmamış ki sende mutluluk yok, mutsuzluk yok.