Gün günden odamın şeklini alıyorum İşliyorum bu iniltili varlığı yeniden Kim bilir, duyuyorum yazgısını belki de Kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye Dal olan bir böceğin O garip yazgısını Ne ölüme benzer ne ölümsüzlüğe.
Ben onun yanından geçerken O benim yanımdan geçerken O döner dönmez köşeyi Ben yere eğilir eğilmez O dönüp bakarken gizlice Ben cebime sokarken elimi O gözetlerken beni köşeden Ben başımı çevirirken ansızın Bir anahtar sesi Bir sigara gürültüsü Yere düşen bir çakmak Kırmızı bir benzin istasyonu belirtisi.
En önemlisi de tanıştırılır gibiydim biriyle Hiç kimselerin ilgilenmediği Bazı olayların tarihçisi olarak.
Derinliğini orda tutan, ordan harcayan Uçsuz bucaksız bir uçurum.
Zamanla değil, bir yerde Benim olmayan bir şeyle yaşlanıyorum
Kalbim, serseriliğim benim.
Şehir ki aydınlıktan görünmeyen birini Açılmış iskambiller gibi bilerken Orada, içimde şimdi Dört güneş bir arada Gözlerimde hiç bitmeyen bir deli.
O kadar ki, o yalnız Ona ilk rastladığım bir şeydir aklım
Kan, her şeyin aslı kan..
Dalgınız şimdi İçinde yağmurlar yağmurlar...
Mustafa Kutlu
Attila İlhan
Woody Allen
Reşit Haylamaz
Pierre Rey
Wilhelm Reich
Ernest Hemingway
Hüseyin Nihal Atsız
Neil Gaiman
Umberto Eco