- Aslında şu anda biraz ölmeye itirazım yoktu. En azından bir süreliğine.
- Büyüleyici bir neşesi vardı ve onun bu keyifli havasını tıpkı annemle babamınki kadar dayanılmaz bulmuştum.
- Eğer yapabilseydim, senin o küçük, sivri diş izlerini tenimde sonsuza dek taşırdım.
- Sonsuza dek. Günün birinde ölecektim ve o hala yaşayacaktı. Hep yeni birileriyle tanışacaktı. Yeni kadınlarla. Onun hafızasında nasıl yer edebilirdim? Bir kaç saat sonra omzundan yok olacak gülünç bir ısırıkla mı?
- En amansız düşmanım kalbimin içinde pusuya yatmıştı.
- Seni başka türlü görmek istemiyorum. Benim için doğru olansın, yeterki bana güven.
- Mutluluk Veren bu duygunun içinde sanki sonsuza dek yuvarlanabilirdim.
- Ama şimdi, düşüncelerin iz bıraktığı huzursuz ve sonu gelmeyen uzun gecelerimde yanımda olmasını istiyordum, sadece aynı odada değil, Aynı yatakta, birbirimize dokunmadan, hayır, dokunmak şart değildi. Sadece yanımda olduğunu bilmek istiyordum. Soluğunu duymak. Arada sırada o kendine özgü kuru öksürüğünü duymak.
- Çektiğim acı yüzümde izler bırakmıştı. Acı ve Colin'in bana veda etmemiş olması...
- Çektiğim acı yüzümde izler bırakmıştı. Acı ve Colin'in bana veda etmemiş olması...