Bu dünyadaki bütün düşüşler, alçalışlar arasında en tiksindirici olan, saflığın düşüşü, alçalışıdır.
Neden her şeyi bozmaya, her şeyi değiştirmeye, her şeyi geçiciliğe havale etmeye vazifelendirilmişiz böyle?
Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı.
Gerçek acı yavaş yavaş duyulan bir şeydir, yavaş yavaş gelir.
Kendi kendini aldatma, benim sığındığım son duraktı; çünkü ciddi bir şekilde yaralanan kimse, hayatını kurtaracak sargı bezi temiz midir diye sormaz.
Ama insanda kalp diye bir şey de var tabii, niçin çarptığını da kimse bilemez.
İnsanların ihtirasları arasında en sivri olanın, yani mutluluğun başkalarıyla aynı olma isteği olduğunu anlamaya başlamıştım.
Hep kendimden başka bir şey haline gelmemek için çabalamamış mıydım?
Ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu.
Bir amip olsaydım, sürekli bölünebilir tek bir tekhücreli olsaydım, çirkinliği yenerdim, diye düşünürdü. Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi.
George R. R. Martin
Agatha Christie
Lale Müldür
Beyazıt Akman
Anton Çehov
Mario Levi
Helen Keller
İmam Gazali
Sinan Yağmur
Ahmed Günbay Yıldız