- İyi baba diye bir şey olamaz, çünkü babalık görevi başlı başına kötü bir şeydir. Sert babalar, yumuşak babalar, anlayışlı babalar - al birini vur ötekine. Bize kendi aşağılık komplekslerini yüklemeye ve yolumuzu kesmeye çalışırlar. Kendi gerçekleştiremedikleri özlemlerini, öfkelerini, ülkülerini, kimseye açamadıkları güçsüzlüklerini, günahlarını, baldan tatlı düşlerini ve kendilerinin hiçbir zaman uygulama yürekliliğini gösteremedikleri yaşam ilkelerini - bütün bu süprüntüleri bizim omuzlarımıza yüklemek isterler! S.117
- Ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu.. sayfa;15
- Bir amip olsaydım , sürekli bölünebilir bir tek hücreli olsaydım , çirkinliği yenerdim, diye düşündü. Oysa insan , hiç bir şeyi yenebilecek oranda ufak yada büyük değildi. sayfa;15
- Oysa, gemideki yaşantısı ona sadece doğal yasaların işleyişindeki düzeni ve dünyanın sürekli hareket halinde ki durağanlığını öğretti. sayfa;22
- Bir avuç kör adam , bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi param parça ediyor... sf,49
- Bir yaz günü ikindisinde burada ne işim var ? Dün akşam yattığım kadının oğluyla karşılıklı oturan ben kimim ? Düne kadar _Arık yuvam denizdir benim- diye bir şarkım vardı. Az mı gözyaşı döktüm o şarkı için ! Bankada ki iki milyon yen ? O değil miydi gerçekliğimin garantisi ... Şimdi ne kaldı elimde sayfa ;63
- Yüreğinde olsun olmasın , eski çağlardan bu yana hep aynı sözler söylenir. Bunlar ufuk çizgisinin egemenliğini sorgulamadan kabul eden ve gizemli mavi çizgiye kör bir şekilde ibadet eden sözlerdir. Ve yine bunlar en soylu kadınlara bile fahişenin yalnızlığını , boş umutlarını ve özgürlüğünü veren sözlerdir sayfa; 65
- "İdeal aşk kavramından da söz etmemişti: İnsan mükemmel kadına ömründe tek bir kez rastlardı ve mutlak ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı."
- "Anlaşılan, tehlikenin ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Tehlike deyince, gazetelerin abartarak yazdığı fiziksel anlamdaki yaralanma, biraz kan akması gibi şeyleri getiriyorlar akıllarına. Bunun tehlikeyle hiç ilgisi yok. Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir."
- "Okul da, toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."