- Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor...
- Allah, İlahi Aşk'tan beşeri Aşk'a, hepimizin Aşk'ını arttırsın...
- AŞK; ibadet-Şükür-Kanaat üçlemesinden oluşur. Peki, geldiği yer neresi derseniz? TEBRİZ yani Tebrizli Şems'in de geldiği yerdir!!!
- O, gözümde öyle değerliydi ki, ağırlığınca aşk ediyordu...
- İnsanın yüzü değil yüreği insana dönük olunca onu anlamışsınız demektir.
- İsimsiz kadındı ilk yaratılan kadın. Adem'i büyüleyen kadın, karşısındaydı. Tam karşısında. Ona nasıl hitap edeceğini bilmiyordu. Ne diyeceğini de. Şaşkındı Adem. İsimleri öğrenen Adem isim arıyordu isimsiz kadına. Öyle bir isim olmalıydı ki içinde ışık, su, renk, koku, buğu, tebessüm ve tatlılık olsun, sevgi ve sadakat sunsun. Dudağından Havva ismi çıktı. İsimsiz kadın, ismi sevdi. Adem'e gülümsedi. Bu gülümseme ilk aşkın ilk temsiliydi. Aşk, gülümseme ile başlayacak, hatayı görmeme ile olgunluğa erecekti.
- Kainat dönüyor, gezegenler dönüyor, mevsimler dönüyor. Doğum ölüme; ölüm doğuma dönüyor; gece gündüze, gündüz geceye dönüyor; ağaç kağıda, kağıt ateşe ateş küle, kül toprağa dönüyor. Kainat, bu dönüşün ilahi kudret karşısındaki tesbihatını yapıyor. "Doğu da Allah'ındır batı da; yüzünüzü nereye çevirirseniz Allah'ın yüzü ordadır." (Bakara,115)
- Kim Allah aşkı ile bir damla aşkın gözyaşlarını dökerse bilsin ki, o her damla zemzemdir.
- Bir musibet geldiği zaman "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" de. Ayağına çöp batsa, başına taş düşse "O'ndan geldik, O'na yürüyoruz." de. "Ne gelmişse Rabbim'den başım gözüm üzerine, kahrı da hoş lütfu da hoş" demelisin.
- Aşk, sen olmaktan çıkıp o olmakmış adeta. Ya da onsuz olamamakmış galiba.