- Kaderinin şoförü sensin. Emin ol. Onu dram istikametinde sürme. Biraz gül, yahu! Değmez vallahi bu dünya.
- Hey şeyden şüphe edersen cehennem olur bu dünya sana.
- Bak şu gül bile yalan söylüyor. Öyle taze bir duruşu var ki, manası: 'Ben solmayacağım, ben ebediyim'den başka bir şey değil. Yarına kadar solacak halbuki. Yalan söylüyor.
- Ona acıyınız demiyorum. Merhamete lüzum yok. Merhamet her zaman güzel bir his değildir. Ona acımayınız, borcunuzu ödeyiniz. İnsan alacaklısına acır mı ? Hayır. İnsan alacaklısından utanır. Siz de borcunuzu ödemezseniz utanınız. Tahsin neden merhamete layık olsun ? Babası da kendisi de kendi hallerine göre birer kahramandırlar. Kahramanlara acınmaz, minnet duyulur.
- Şöyle bir şüphe: '' Acaba, diyordum kendi kendime, bende.. benim materyalist fikirlere saplanışım, denize düşenin yılana sarılmasına mı benziyor ?'' Anladın değil mi ? Evimin cehennemi içinde bana biraz serinlik verebilecek bir bu fikir vardı. O halde -bak işte şüphe burada başlıyor- o halde benim bu fikirlere bağlanışım taassubuna karşı nefretimin, babamın istibdadına karşı isyan ihtiyacının neticesi miydi ? Ve yahut böyle bir isyan ve nefret ihtiyacının sevkiyle mi ben o fikirleri doğru bulmaktan hoşlanıyordum ?
- Ben'in Allah'da yok olmaya koşması azizleri, insanlıkta yok olmaya koşması dâhileri, millette yok olmaya koşması kahramanları yaratmıştır.
(Syf-274) - ''Sevmek ve ölmek birbirinden ayrı şeyler değildir.''
- ''Çünkü inatla işe başlarsan yanlış görmekte devam edersin.''
- -Tabii...görmez insan ...gördüklerinin hepsini düşündüğü insana benzetir.Canlı ve cansız her şey odur.
- Hayat,nasıl görürseniz odur.