Garip bir dengedir bu: Yaşadığı yakınlıklar ve uzaklıklar yakınlaşmalar, uzaklaşmalar?, kişinin yaşamında karşı karşıya gelerek, hem bir yoğun çelişmeler yumağı, hem de bir uzun uyumlar dizisi oluşturur
Yaşam, belki, kavranınca uzak; anlaşılınca, yakındır------ ya da, tersi...
Tavşan besleyen, havuç da yetiştirmelidir.
Tavşan besleyen, "kendini de dünyayı da tanımayan" bir varlık ile birlikte varolmayı öğrenmelidir aslında, kendisi de, ne kendini ne dünyayı pek tanıyamamışken------ onu da.. .
Her ölüm dünyada bir çatlak açar ? bir boşluk bırakıp öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş hissederler kendilerini.
Çünkü, ölüm, onmaz; yaşam, onarılamazdır.
Şimdi, işte, Mor------ "teselli getirmiyor" ama... Olsun------
"Beklemek" ile "gelmek" arasındaki ilişki, "özlemek" ile "gitmek" arasındaki ile bağlantılandırılabilir? bu karşılaştırmaya da, bir yanmdan "daha", öteki yanından "artık" belirlemeleri katılabilir:- Beklenen daha gelmemiştir; özlenen ar tık gitmiştir.
Özlemek, işte, görmek 'istediği'ni görmeden edememek; ama görememektir.
Özlediğin, gidip göremediğindir; ama, gidip görmek istediğin... Özlem, gidip görememendir; ama gidip görmek istemen... Özlediğin, gidip görmek istediğin ? ama gidip göremediğin... Özlem, gidip görmek istemen ? ama, gidememen, görememen; gene de, istemen...
Anne Rice
Vedat Türkali
Yılmaz Erdoğan
Sadettin Ökten
Oğuz Atay
James Bowen
Konstantin Stanislavski
John Fowles
Charles Dickens
Nancy Pickard