"KitapLarı tek tek parmakLarının aLtında hissetti.Sihir gibiydi. Bir avizeden yayıLan parLak ışık huzmeLeri gibi. Birkaç kez kitapLardan birini neredeyse yerinden çekecekti ama onLarı rahatsız etmeye cesareti yoktu. Çok mükemmeLLerdi."
"Çünkü o, keLimeLer oLmadan bir kişinin ne kadar güçsüz oLabiLeceğini anLamıştı..."
Görüyorsunuz işte. ÖLümün biLe duyguLarı var.
Uyumamaya çaLışıyordum, çünkü uyandığımda orada karşıLaşabiLeceğim kişiden korkuyordum..
"Beni kurtaran şeyLerden biri de oyaLanmak. Bu akLımı başımda tutuyor. Zamanın uzunLuğuna bağLı oLarak dayanmama yardımcı oLuyor."
KeLimeLer. Neden var oLmak zorundaydıLar ki? OnLar oLmasa bunLarın hiçbiri yaşanmazdı..
Kitap hırsızına güzellik ve zalimlik hakkında söylemek istediğim birçok şey vardı ama o şeyler hakkında ona zaten bilmediği ne söyleyebilirdim ki? İnsan türünün sürekli abarttığımı ve küçümsediğimi açıklamak istedim; nadiren gerçekten tartabildiğimi. Ona aynı şeyin nasıl hem o kadar çirkin hem de o kadar görkemli, kelimelerin nasıl hem o kadar lanetleyici hem de o kadar zekice olabildiğini sormak istedim. Ama ağzımdan bunların hiçbiri çıkmadı.
"Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık kalmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi."
Ama Liesel Meminger'i sevmişti. Sadece bunu gösterme şekli biraz tuhaftı. Belli aralıklarla ona tahta kaşıkla vurmayı ve hakaretler yağdırmayı da içeriyordu. (Rosa Huberman hakkında sf. 39)
Yüze atılan bir kartopu, uzun ömürlü bir arkadaşlık için kesinlikle mükemmel bir başlangıçtır. sf. 53
Halit Ertuğrul
Carlo Collodi
Vedat Türkali
Jojo Moyes
Meltem Arıkan
Leonard Cohen
Jean-Christophe Grangé
Tami Hoag
Paulo Coelho
Doğu Perinçek