Sirke gitmeyi çok severim, derdi. Atları, öküzleri ne kadar güzel eğitiyorlar, değil mi? Şaşılacak şey doğrusu! Öküzlere saygıyla bakıyorum da, düşünüyorum: Demek ki insanlara da akla uygun hareket etmeyi öğretmek olası.
Sirk adamları hayvanları şekerle eğitiyorlar. Elbette biz şekeri bakkaldan alabiliriz. Bize ruh için şeker lazım; ruhun şekeri tatlılıktır. Demek ki delikanlı, tatlılıkla hareket etmek gerekiyor, bizlerin alışmış olduğu dayakla değil, haksız mıyım?
Ben başıboş biriyim. Bir kuyruksuz köpeğim. Oysa halk zincire bağlı köpeklerden oluşmuştur. Her birinin kuyruğunda: Kadın, çocuk, kırık dökük eşyaları var. Her köpek kulübesine tapar. Sana inanmazlar. Bizim Morozof'un fabrikasında bir olay olmuştu. Kim ileri gittiyse onun alnına vurdular. Alın kaba et değildir, ağrısı uzun zaman geçmez.
Ben sessiz, çok dindar adamlardan korkarım! Sert adamlar hemen fark edilirler! Onlardan korunmak için gerekli olan zamanı bulabilirsiniz. Böyle sessiz ve sakin görünen insanlar ise otların arasına gizlenmiş yılanlar gibi hiç hissettirmeden yanınıza yaklaşarak aniden en hassas noktanızdan sokabilirler! Sessiz adamlardan korkarım ben!
Direkt gördüğüm her şey insanlara merhamet duygusundan yoksundu. Hayat sonsuz bir sertlik ve düşmanlık zinciri halinde, değersiz şeylere sahip olabilmek adına, hiç ara vermeden çirkin bir şekilde çabalayışla akıp gidiyordu.
Bana göre, insanlar kendilerine kızmalılar! Kendi adi hayatlarını inkar etmeliler!Gerekli olan bundan başka bir şey değildir.
Biz ne hırsız, ne soyguncu, ne de eşkiyayız, Biz toy gemicilere gülen insanlarız, evet bizler balıkçılarız.
Şu hanımefendiler ne garip insanlar, sivrisinekler yaşamalarına engel oluyor!
Köylülerin yaşantısı bana kolay görünmüyordu. Bu hayat toprağa karşı dikkatli bir ilgi, insanlara karşı ise çok daha hassas bir kurnazlık istiyordu.
Her aptallığa kızmak için insanın zamanı yetmez!
Emine Şenlikoğlu
John Green
Kemal Sayar
Ahmet Altan
Jean Baudrillard
Konstantin Stanislavski
Ömer Nasuhi Bilmen
İskender Öksüz
Boris Vian