- Gülümsedi. Aramızda bir mesafe varmış, sorduğum soru mesafeyi açığa çıkarıp görünür kılmış, bu açıklık ne yaparsam yapayım kapanamazmış, durumun dil ile izahı yokmuş da ancak ima ile belirtilebilirmiş bakışıyla, Hayır, dedi, kişisel. Döndü ve perdelerini kapattı.
- Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu her zaman kafamı karıştırırdı.
- Hislerim,yapılmamış olanı yapmanın kaderim olduğunu söylüyordu. '' Bu kaçıncı işaret ? '' dedim içimden. '' Saymayı bırak da yürü. '' dedi kalbim.
- Sır, sen ararsan var olur.
- "Olur be güzelim," derdi kadın, "olmaz diye bir şey yok. Sana da ona da birer tane takarlar, ikinizin de hayat hakkında çok şık fikirleri olur."
- 'Birader,' dedim, 'benimle mi konuşuyorsun?' 'Genelde durumlarla konuşurum, şahıslarla değil,' dedi...
- Kapıdan hikaye kahramanı olarak girdin ne olarak çıkıyorsun?" dedi. "Bilmiyorum," dedim, "gelirken gidiyordu dersin olur biter."
- Gece olur, ay çağırır, mezarlığa giderdim.Gölgeler, ağaçlar, mezar taşları ve üzerlerindeki şahıs adları,'Niçin geldin abi?' derlerdi. 'Ben gelmedim,' derdim, 'hayat getirdi.'
- ''...belki de bazı şeyler eskiyince hikaye oluyorlardır.''
- Sende bu ad oldukça istersen sıfır numara kel, istersen at kuyruklu olurum. İnce bıyıklı, tek dişi altın olurum. Meftun olurum, meczup olurum. Uzaklara bakarım, çıtımı çıkarmam. Nasıl söyleyeceğimi bilmem, susarım. Susmak üzerine konuşmak gerekirse, beni çağırırlar, oturur susarım. Dolmabahçe Saat Kulesi' yle Çırağan Sarayı ile konuşurum. Duvarlara yazılar yazarım gizli gizli: "Albayım beni Nezahat ile evlendir." Sülüs yazarım, küfi yazarım. Gotik yazamam. Yağ satarım, bal satarım, ustamı öldürür ben satarım. Yemeden içmeden kesilir, alık olurum. Adımı sorsan duymaz olurum. Kötü olurum, iyi olmam Nezahat. Bende sevdiklerince terk edilme endişesi, kafayı yemeye meyyal haller var. Al bu elmayı Nezahat. Yüzünde göz izi var.