- "Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin..." "Hocam" dedik, "yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Öğlen uykusu bilmeyiz. İcabında numaradan göz yumar, kaşla göz arasında tüyeriz. Bu muhabbet bize uymaz."
- "Konuşunca mesele yoktu.Ayrıca bu devirde herkes en azından iki tane idi.Daha kalabalık olanları da görmüştüm."
- Midemde bir soru işareti vardı. Yakıyordu. Sorunun ne olduğunu hissediyor, fakat parçaları bir araya getiremiyordum. Parçalar benden kaçıyor, ben kaçmalarına göz yumuyordum.
- Zınk denilen şey tütün olsa ne renk olur, kadın olsa kime benzer? diye düşündüm
- Çatılarda, damlarda, televizyon anteni düzeltiyorum bahanesiyle evden kaçıp, ufka bakan adamlar dolaşıyordu.
- "Kapıdan hikaye kahramanı olarak girdin ne olarak çıkıyorsun?" dedi. "Bilmiyorum," dedim, "gelirken gidiyordu dersin olur biter."
- Özellikle Müzeyyen'in gözlerinden başka biri bakmaya başladıktan sonra,doktorla iç muhammetim artmıştı.Bir şeyleri hissediyor,ama reddediyordum.'Bana öyle geliyor'du.
- Aynı hikaye iş hayatımda da beynimi yemişti.Bir tarafım haklı olduğumu söylüyor,diğer tarafım 'Sana öyle geliyor,' diyordu.
- Ålem'de bir laf vardı,kulağıma küpeydi:'Deliyi düzeceğine,akıllaya ver.'
- 'Nereye gidiyorsun çocuk,' dedim içimden, 'büyümeye mi?' Kapı,çocuğun ardından kendi ağırlığı ile hareket ederek yavaşça kapandı.Kilidin dili yuvası otururken,tarifi imkansız bir ses çıkardı. -bitse ne olur, bitmese ne?-