- Zaman durmuştu sanki; ya da zamanı zamansız bir şey ağzına almış, kocaman devinimlerle hapır hupur geveliyordu. Korkuyla Yaralı Dört Keklik öyküsünden..
- Ağlayınca, meme diye namlu sokmuşlar ağzına, bu yüzden ana kokusuyla barut kokusu yan yana yeşermiş beyninde.
- Ağlayınca, meme diye namlu sokmuşlar ağzına, bu yüzden ana kokusuyla barut kokusu yan yana yeşermiş beyninde.
- Kulaklarım saatin tiktaklarına asılı kalmış, gözlerim anlaşılmaz resimler çiziyor tavana.
- Ya öldürmeliyiz birbirimizi, ya da çekip gitmeliyiz bu evden
- Bir horoz ötüyordu alacakaranlığın içinde. Her şeyi alıp sesinde topluyordu sanki
- Bir horoz ötüyordu alacakaranlığın içinde. Her şeyi alıp sesinde topluyordu sanki
- O, etinin diriliğini parmaklarında, nefesinin sıcaklığını yüzünde duya duya bir insanı boğamazdı. Bıçak da sokamazdı kimsenin karnına. Her şey birdenbire olmalıydı; birkaç el silah sesi, biraz duman...
- Kul yapısı bir dişle tanrı katına çıkmak külliyen günah!
- Kim bilir belki de, aynı yolu yürümekten ayakları, aynı renkleri görmekten gözleri, aynı sesleri duymaktan kulakları ne kadar tez körelmişti on üç yıldır? Aynı, aynı, aynı... Bu aynılar o kadar çoktu ki yaşamında, o kadar çoktu ki...