- Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Bilgisizlik Kuvvettir
- Savaş Barıştır Özgürlük Köleliktir Cahillik Güçtür.
- Birden bu günlüğü kimin için tuttuğu sorusu geldi aklına. Gelecek için mi? Düşünceleri, bir an sayfanın üzerindeki belirsiz tarihte gezindi ve sonra çiftdüşün sözcüğü çaktı beyninde. İlk kez üzerine aldığı sorumluluğun büyüklüğünü fark etti. Gelecekle nasıl iletişim kurabilirdi insan? Yapısı gereği olanaksızdı bu. Gelecek ya şimdiki zamanı andıracaktı (bu hâlde onu dinlemeyecekti) ya da şimdikinden farklı olacaktı (o zaman önsezilerinin bir anlamı olmayacaktı).
- ?Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.?
- Bir an için kulaklarını çevredeki gürültülere tıkayıp tele ekrandan gelen sesi dinlemeye başladı. Söylendiğine göre, çikolata tayını haftada yirmi grama çıkardığı için, Büyük Biradere teşekkür gösterileri yapılmıştı. Oysa daha dün, tayını yirmi grama indirmişlerdi, diye geçirdi içinden. Daha üzerinden yirmi dört saat geçmeden, bunu nasıl yutarlar? Evet, yutuyorlardı. Parsons, bir hayvanın aptallığıyla yutuyordu bunu. Yan masadaki gözsüz yaratık, geçen haftaki tayının otuz gram olduğunu ileri sürecek kişileri bulmak, bildirmek ve yok ettirmek için tutkulu, bağnazca, bir coşkuyla yutuyordu. Syme ise çiftdüşünceyi içeren daha karışık bir düzeyde yutuyordu. Öyleyse belleği sağlam tek kişi kendisi miydi?
- Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. Kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu. Bu, Parti'ye indirilmiş bir darbeydi. Sevişmek siyasal bir eylemdi.
- Kitleler asla, yalnızca ezildikleri için, kendiliklerinden başkaldırmazlar. Kendilerine karşılaştırma yapabilecekleri ölçüler verilmedikçe, ezildiklerinin bilincine varmazlar.
- Açıkçası, Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde, çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman tam olarak kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı. Hiçbir şeyi kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı?
- Eğer insan bir sırrı saklamak istiyorsa, onu kendisinden de saklamalıydı. Onun orada olduğunu her an bilmeli, ama gerekinceye kadar onun sözcüklere dökülebilecek herhangi bir biçimde bilincine yansımasına engel olmalıydı insan.
- Modern savaşın ana amacı genel yaşam düzeyini yükseltmeksizin, makinelerin ürettiklerini tüketmektir.