Nefsi ona batmadı. Tam tersi nefsi ile ahbaptı.
 Rüzgara yaklaşmış uçurtma gibi savruluverir. Tutamazsın.
 Günün sonunda nereye gidildiğinin de hiçbir önemi yoktur. Gidebilmek aslolan. Varmak değil.
 Aşka burun kıvırma sakın! O,çöl ortasında yemyeşil bahçedir.O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için,her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma!
 Şehri seviyordu ve yabancı hissetmekten goncunmuyordu çünkü yüreğinin derinliklerinde hep öyleydi zaten: Her yerde yabancı...
 Kendini nasıl gördüğün,bir müddet sonra hakikatin olur.
 İnsanın bu şehirde asla paçasını kurtaramadığı bir şey varsa o da buydu zaten:Başkalarıyla iç içe yaşama zorunluluğu.Yayalar sokaklarda tek vücut yürür;yolcular vapurlarda sıkışarak oturur;otobüste,metroda insanlar yan yana dizilirdi.Çarpışır,sürtüşürdü bedenler;rüzgâra kapılmış karahindiba tohumları gibi.
 Büyümek demek, anne babanın kusurlarını görmeyi öğrenmek demekti.
 Aşk bugün var, yarın kaçtı kaçacak bir ada tavşanıydı sanki.
 Nereye gidersen git, kaçtıklarını götürürsün beraberinde.
 Ahmed Arif
 Hasan İzzettin Dinamo
 Mustafa Necati Bursalı
 Alexandre Dumas
 Ökkeş Şendiller
 Engin Geçtan
 Yevgeni İvanoviç Zamyatin
 İnci Aral
 Mahmut Esat Bozkurt
 Yılmaz Erdoğan