''Şimdi içinizden biri olduğuma göre ne kadar da yalnızım.''

''Hayatta da edebiyatta da asıl olanın ateş olmak değil, ateşi elinde tutmak olduğunu düşündüm.''

Okuduğum kitaplar yüzünden duygudaşlık hastalığına yakalanmasaydım Çetin, ben de sana kızabilirdim.

Kim bilebilir ki bunu? Kalemi eline alıp iki insanı birbirine götürmeye çalışan biri, tek bir çizgi çizmeyi beklerken karalamayı andıran bir resim çizer. İki insanı birbirine götüren sayısız yol vardır. Ama gel biz burada, ikimiz için ayrı ayrı nedenlerden kaynaklanan "erken aile kurma isteğinin" hafif kıvrımlı yolundan geçelim.

Birine âşık olunca, ömrün boyunca onu aramışsın da bulmuşsun gibi, geçmişini tekrar kurgularsın. Basit tesadüfler aşkın ilahi gücünün işaretleri olur çıkar.

Her şey gerçekten o kadar güzel miydi Ender, yoksa sen mi güzel anlatıyorsun?

Benden kitap okumak için önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hâlâ da öyle!

Geçmiş ve gelecek birbirleriyle öncelik-sonralık ilişkisi içinde miydi? Biri ileride biri geride miydi? Bütün o anlattıklarımızı biz mi yaşamıştık, yüzümüz ileriye dönük?

Bir şeyin, hızlı hareket eden bir şeyin peşine takılmış koştura koştura yaşıyorum.

Yakınlarını kaybetmek türünden felaketlerin etkilerini hemen oracıkta ararız, ama çok uzakta bir yerde de olabilir, ancak zamanı geldiğinde ortaya çıkar.