En çok kabul gören önyargılar, halk üzerinde baskı kurmak için en kullanışlı olanlardır
"...çoğunluk tarafından desteklenen fikirler gerçek gibi görünür. İnsanlar koçun peşinden giden koyunlara benzerler. Onların gözünde ölmek aklı kullanmaktan daha kolaydır. "
?Kamuoyu? dediğimiz fikir aslında 2-3 kişinin fikridir. Bunu fark etmek için genelleşen fikirlerin nasıl oluştuğuna bakmanız yetmez mi? Bir kaç kişi bir fikir etrafında toplanır, yeterince destekler ve argüman sunar. Sonra bu 2-3 kişiye güvenen, onların zaten herşeyi yeterince bildiklerini ve emek verdiklerini düşünen bir kaç destekçi ilk gruba eklenir. Ortaya atılan tezi ciddi biçimde test etmeye üşenen bir çokları da bunların peşinden gider. Çünkü üşengeç insanlar için başkasını taklid etmek araştırmaktan daha kolaydır.
Geri kalan insanlar ise isyankâr, ukala veya sıradışı görünmekten korktukları için herkes gibi yapıp, sürüye uyarlar. Bu aşamadan sonra sürüye katılmak bir ödev olmuştur. Kendi fikrini üretecek zekâya sahip insanlar bile korkup susmayı tercih ederler artık. Bundan sonra konuşanlar düşünme kabiliyeti olmayanlardır. Sadece duyduklarını papağan gibi tekrar ederler ama kemikleşen önyargıları fanatik biçimde savunurlar.Farklı düşünebilen insanlarda nefret ettikleri şey aykırı fikirleri değildir. Çoğunluğun aksine akıllarını kullanmaya cüret etmiş olmalarıdır. Zira koyun gibi davranan çoğunluk çaktırmasa bile kendi suçunun yani tembelliğinin farkındadır. Araştırıp öğrenen, çalışıp fikir üretenlerin fikirleri değil çalişkanlığıdır ötekileri sinir eden.
"...Özetlemek gerekirse çok az insan düşünmeyi becerebilir ama herkes fikir sahibi olmak ister. Tembeller için kopya çekmekten başka yol var mı? ??
Düşünme yetisi bağlamında özellikle duyarlı olan doğuştan kibirlilik, ilk öne sürdüğümüz düşüncenin yanlış, muhalifimizin görüşünün ise doğru çıkmasını istemez.
Diyalektiği saf haliyle kavramak için objektif gerçekle ilgilenmeden (bu mantığın konusudur) onu sadece haklı çıkma sanatı olarak ele almalıyız.
Bir manipülasyon çağında yaşıyoruz ve artık boş bulunup dolduruşa gelmemek, sinsi bir tezgahın safdil kurbanları olmamak için her şeyi ihtiyatla karşılıyor, her şeye temkinle yaklaşıyoruz. s.28
Anlama yetimiz yağsız yanan bir lamba değildir, tutkularla beslenir
Hiçbir şey kibrin tatmininden önemli değildir ve hiçbir yara insanın canını kibrin yaralanması kadar yakmaz
Ahmed Günbay Yıldız
Afşar Timuçin
Meltem Arıkan
Adalet Ağaoğlu
Jean Genet
Julian Barnes
Cemalnur Sargut
Azra Erhat
Berna Moran
Ömer Seyfettin