- ölüm felsefenin gerçek ilham perisi ve esinleyici gücüdür ve bu sebepten dolayı, Sokrates felsefeyi ölüme hazırlık olarak tarif etmiştir. sayfa;5
- Epicurus ;Biz varsak ölüm yok, ölüm varsa biz yokuz .. cümlesiyle , Ölüm bizi alakadar etmez . Yokluğu hissedilmeyen bir şeyi kaybetmiş olmakla da hiç bir kötülük bulunmadığı ortadadır. Dolayısıyla artık var olamayacağımız gerçeği bize en az geçmişte var olmadığımız gerçeği kadar az huzursuzluk vermelidir. sayfa;11
- Sonsuz yaşamın ne olduğunu bilmiyorum fakat bu (şimdi ki yaşam ) , kötü bir şaka.. Voltaire sayfa;8
- Yaşamayı severiz fakat hiçliğinde kendine göre iyi tarafları var Voltaire sayfa 8
- Şayet ölümü bize böylesine korkunç gösteren şey var olmama düşüncesi olsaydı bu taktirde zorunlu olarak henüz var olmadığımız zamanı da aynı dehşetle düşünmemiz gerekirdi. Zira ölümden sonra var olmama ile doğumdan önce var olmama arasında hiç bir farkın bulunmadığı ve dolayısıyla da hiç de birinin diğerinden daha az esef edilecek bir şey olmadığı su götürmez bir kesinliktedir. Bizim henüz var olmadığımız zamanda da bütün bir sonsuzluk kendi yatağında akıp gitmekteydi fakat bu gerçek bizi hiçbir biçimde rahatsız etmemektedir. Öte yandan kısacık bir var oluşun bir anlık intermezzosunu ( İki perde arasında oynanan ufak piyes) takiben artık var olamayacağımız ikinci bir sonsuzluğun geleceği düşüncesini hayli ağır hatta dayanılmaz buluruz. Buna göre , var oluşa karşı duyulan bu sonsuzluk acaba yaşamı bir kez tatmış ve son derece lezzetli bulmuş olmamızdan mı kaynaklanıyor sayfa11-12
- Çünkü sonunda zaman, içinde ortaya çıkan bütün var olanların kıymetiyle ilgili doğanın yargısını bildirir, çünkü o onları yok eder: Çünkü boşluktan ortaya çıkan her şey Layıktır yok edilmeye: Hiç var olmamış olsaydı Daha iyi olurdu öyleyse. Dolayısıyla her hayatın kaçınılmaz olarak koştuğu yaşlılık ve ölüm bizzat tabiatın kendisinin ellerinden çıkan yaşama iradesi hakkında verilmiş mahkümiyet kararıdır.
- Istırap, hayatımızın ilk ve doğrudan konusu olmadıkça varoluşumuz dünyadaki en değersiz ve uygunsuz şey olur (amacından bütünüyle sapar). Dünyanın neresine baksanız hemen karşınıza çıkan ve nerede hayat varsa kaçınılmaz olarak orada bulunan ihtiyaç ve zaruretlerden kaynaklanan bu sınırsız acının, bu muazzam ıstırabın hiç bir amaca hizmet etmediğini ve bütünüyle arızi, tesadüfi olabileceğini varsaymak saçmadır. Acıya duyarlığımız hemen hemen sınırsızdır, ama hazza duyarlığımız dar sınırların cenderesi içindedir. Her bir münferit ıstırap öyküsünün bir istisna gibi göründüğü doğrudur, fakat gene olarak ıstırap kuraldır.
- Söylediğim gibi bir bütün olarak bakıldığında her bir insan hayatı bir tragedyanın niteliklerini sergiler ve biz kural olarak hayatın bir dizi düş kırıklığıyla dolu umuttan, boşa çıkmış emellerden, suya düşmüş tasarılardan, çok geç fark edilmiş yanlışlardan başka bir şey olmadığını ve suya kederli şiirin içinde barındığı hakikatin onun için de geçerli olduğunu anlarız: O zaman yaşlılık ve tecrübe el ele, Götürür onu ölüme ve anlatır ona, Böylesine acılı ve uzun bir arayıştan sonra Bütün hayatın yanılgılarla dolu olduğunu. Bütün bunlar hayatın kendisini hiç oılmasa daha iyi olacak bir şey, edineceğimiz bilgi sayesinde geri döneceğimiz bir hata olarak gören benim dünya görüşümle tamamen örtüşür.
- Mutluluk öğretisi sözcüğünün kendisi de bir güzel göstermedir ve bu yüzden ancak sınırlı bir değeri vardır.
- "Bu dünyayı ,tıpkı ilk geldiğimizde onu bulduğumuz gibi aptal ve kötü bir biçimde terk edeceğiz." Voltaire