- ?? Siz de Avrupa diyorsunuz, ama şurada ayrılıyoruz sizden. Sizin için Avrupa bir mülktür. Oysa biz kendimizi ona bağlı duyuyoruz. Siz yalnız Afrika'yı yitirdikten sonra Avrupa'dan böyle söz ettiniz. Gerçek sevgi bu değildir. Bunca yüzyılların örnekleriyle yüklü olan bu toprak sizin için zorunlu bir sığınak, bizim içinse umutların en güzelidir. Ansızın parlayan tutkunuz kırgınlıklardan ve zorlamalardan doğmuştur. Kimseye onur kazandırmayacak bir duygudur ve bu kendini bilen hiçbir Avrupalının böyle bir Avrupa'yı niçin istemediğini anlamanız gerekir. ''
- Bıkkınlık,makinemsi bir yaşamın edimlerinin sonundadır; ama aynı zamanda bilincin devinimini başlatır. Onu uyandırır, gerisine yol açar. Gerisi,bilinçsiz olarak yeniden zincire dönüş ya da kesin uyanıştır. Uyanışın ardından da sonuç gelir zamanla; intihar ya da iyileşme. (Sayfa-31)
- İnsan ne de olsa daima biraz kabahatlidir.
- "Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum."
- "İnsan ne de olsa daima biraz kabahatlidir."
- "... beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım."
- "... bir tek gün dışarıda yaşamış olan bir kimse, hiç zahmetsiz yüz sene hapiste kalabilir. Canının sıkılmaması için yeter derecede anıya sahip olmuştur artık."
- "Her şey, ben karıştırılmaksızın olup bitiyordu. Kaderim, bana fikir sorulmadan belirleniyordu."
- "Ben her zaman olacak şeyin, bugünün veya yarının etkisi altında olan bir insandım."
- "Burada oluşumun lüzumsuzluğu birdenbire canıma tak etti ve içimde yalnız bir tek şey için sabırsızlık hissettim: Bu işin bitmesi, hücreme ve uykuma dönmek."