- Gözlerimizi uzaklar değilki yalnız/ göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır ve gözlerimi ancak gözler bağışlayabilir/ öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak
- Hayatın içinde de talih mühim bir rol oynamıyor mu?Eee? Bunun kumardan ne farkı kaldı... kağıtları istediğin gibi oynamak hürriyetine sahipsiniz ama kağıtların nasıl geleceğini bilmiyorsun, hayatta böyle değil mi, talihin karşına nasıl çıkacağına dair hiçbir fikrin yok... insanların hayat dedikleri, talihin dağıttığı kâğıtlarla oynanan bir kumar.
- -Ne istiyorsun peki? -Hiçbir şey. -Hiçbir şey, istenecek bir şey değildir. Anya başını sallamıştı. -Hiçbir şey, bazen bir lükstür...
- -Peki, yaşayacağım, yeniden, bir daha yaşayacağım... Bunun acısına katlanacağım, sen yaşamanın, yeniden hayata katılmanın benim için ne kadar acı verici olduğunu bilmiyorsun, bilemezsin ama bunu yapacağım, senin için yapacağım bunu.
- Bu memleket sakat doğmuş bir çocuk gibi, kolay iyileşmeyecek ama bu hakikat bizim onu sevmemize mani olmayacak, onu iyileştirmeye uğraşmaktan bizi vazgeçirmeyecek.
- Hayat, her zaman sadece hemen elde edilebilecekler için verilen bir mücadele değildir, bazen çok ilerde muvaffak olacak bir mesele için bir basamak olmayı göze alırsın, merdiven basamak basamak yükselir, bir gün gayeye ulaşılır...
- Yalanlar, unutulmak istenenler, inkar edilenler, kokularını, renklerini yitirmiş solgun çiçekler gibi çoğalıyordu içimizde.
- Kendimizi olduğumuzdan başka biri sanarak yaşarız hepimiz ama bir yanımız aslında kim ve ne olduğumuzu hep bilir, bütün hayatımız da gerçekleri söyleyen içimizdeki o haini susturmaya uğraşmak, onu yatıştırmaya çabalamak ve kendimizden kaçmakla geçer.
- Hangimiz kendimiz olarak mutluyduk ki?
- O mutluluğu bozanın bizim gerçek varlığımız olduğunu itiraf etmemiz imkansızdı, bunu yapan biz olamazdık, çünkü biz, bizden başkasıydık.