- Benim mevsimim sonbahar.
Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.
Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.
Tek kişilik özlemler, tek kişilik acılar ustasıyım. - Mahallede yaşayanların evlerinde sakladıkları fotoğrafarda, kesilmiş tarafta kalan bir yüzüm va benim.
- Uzaklaşmak nasıl da yakıcı bir şey..
- Ben kabimi arıyorum.
Ben seni arıyorum. - Telefon açıp "Yoldayım, az sonra evde olurum, merak etmeyin"lere imreniyorum bir de...
Sonbahar, eve koşturmamı gerektirecek bütün sebeplerimi alıyor.
Gözlerim dalıyor hızlı adımlara.
Önümdeki kahveyi bitirmek ne kadar endişe verici mesela.
Sonrası yok, ondan. - En son hangi aci seni uykusuz birakti, en son hangi cografyaya gozyasi doktun, en son hangi cumle beynini darmadagin edercesine odanin duvarlarinda yankilandi, soylesene? Yuz soruda hayati ogreten kitaplarla ahkâm kesiyosun ortalikta. Aptal sarki sozlerinden aski ogrenme hevesindesin. Sen hormonlu cocuklardansin anladin mi? Bilincini dengeli beslemeyi bilmiyorsun.
- En çok tekrarladıklarım, en çok ihtiyaç duyduklarımdır..
- Gözlerim biraz karanlık..
Gözlerim biraz yorgun. İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler... - O adam bizim şehrimize de gelse.
- Ölüme gözyaşı Dökmenin derecesi, ölümün Kendi benliğine yakınlaşma derecesi kadardır. Bu yüzden en çok kendi benliğimize yaklaşan varlıkların ölümüne ağlıyor insan.