- Hayatı kısa cümlelerle geçiştirmek uğraşındayım. Soranlara susmanın erdemliliğinden söz ediyorum. Tabii ki yine kısa cümlelerle. Aslında yalan. Bu susuşum erdemli ve iradeli bir susuş değil. Uzun cümleler kuramayışımdan.
- "Yavaşça dokun yaralarıma,
Yavaşça.." - Gülümsemenden nefret ediyorlar, masumiyetinden, iffetli düşlerinden, dua edişinden. Seni onlardan farklı kılan ne varsa nefret ediyorlar. Onlara kaybettiklerini hatırlatıyorsun.
- Kargaları sevmediğimi düşündüm. At kestanelerini alıp yükseklere çıkıyorlar. Sonra yüksekten bırakıp kırılanların içindekileri yemeye koyuluyorlar. İçinde ne varsa tüketmek istediğin birini, yükseklere çıkarıp tam da zirve sarhoşuyken yere bırakmayı ve istediğini alıp bir kenara fırlatmayı kargalardan öğrenmiş olabilir miyiz?
- Uzaklar annelerin gözyaşlarıyla yıkanırsa zarar veremez sana.
- Bir filmi izler gibi izliyorsunuz hayatı. Ölüm hep başkalarına bulaşıyor. Acı hep başkalarına. Gitgide kirleniyorsunuz oysa. Gitgide çirkinleşiyor yüzünüz.
- Daha dün bir şeyciğiniz yokken gideceksiniz ve kuyruklarda bir kişilik yer açılacak. Şehir otobüslerinde bir kişilik boşluk olacak. Baylar ve bayanlar bir adım daha ilerleyecek. Şehir sadece bir adım fazladan atacak gidişinizle. Bir adımlık anlam taşıdığınızı fark edeceksiniz.
- İnsan tamamlanmamış bir cümledir .
- Bazı adamlar için yaşamak ne kadar zorlaşıyor farkında mısın?
- "Hevesleri,beklentileri,erteledikleri,kursağında kalmış kelimeleri,kaçırılmış bakışları,gizledikleri,bitirilmemiş mektupları,susuşları ve istemsiz veda edişleriyle tamamlanmamış bir cümledir insan.."