- Tecrübe unutulmaz ama etkisi kaybolur, birbiriyle ilgili bağlantılar bastırılıp sekteye uğratıldığından uzaklaşmaya boyun eğmiş gibi görünür. Bu sebeple insanın zihni faaliyetinin akışı içinde yeniden yaratılma imkanı kaybolur.
- Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, birini sevdiğimiz zamandır.
- Zira insanların çoğu pek zayıf bir vicdan dozuna sahiptirler; bu öylesine zayıftır ki bazen sözü bile edilmeye değmez. ( syf 101)
- Hayır, insan iyi, hiç değilse iyilik ister olmalıdır. (Syf 154)
- "İlkel insanların kralları, mutluluk dağıtmak gibi bir kuvvet ve kudrete sahiptirler. Daha az ilkel olan kavimler bu kuvvet ve kudreti ancak tanrılarına tanırlar. Uygarlığın daha ileri evrelerinde ise, bu tanrıların gerçekliğine inananlar, daha doğrusu inanır görünenler ancak en aşağılık ve en ikiyüzlü dalkavuklardır. "
- Psikanaliz Avrupa'nın her yerinde aforoz ediliyor ama burada püriten Amerika'da Freud ilk fahri unvanını almak üzere ve prestijli bir üniversitede konferans vermesi isteniyor. Bu nasıl olabilir? "Jung diyor ki," diye araya girdi Ferenczi "bunun nedeni siz Amerikalıların Freud'un cinsel teorilerini anlamamanızmış. Anladığınızda siz de psikanalizi hemen aforoz edecekmişsiniz"
- ''Eğer öpecek bir şeyiniz yoksa, sigara içmeniz kaçınılmazdır.''
- XV. Louis nedensiz yere birini öldüren Charolais isimli bir adama, ''Sizi affediyorum,'' demişti, ''ama sizi öldürecek kişiyi de affedeceğim.'' Cinayete karşı çıkartılacak bütün kanunların temelinde bu yüce ilke olmalıdır.
- Her din, yalnız kapsamına aldığı kişiler için sevgi dinidir ve yine her dinde, o dinin dışında kalanlara karşı acımasız ve hoşgörüsüz davranılması yakın bir olasılıktır.
- Dinsel düşüncelerin, uygarlığın diğer tüm ilerlemeleri gibi, bir tek gereksinimden, insanın kendisini doğanın ezici derecede üstün gücüne karşı savunma gereksiniminden doğduğunu göstermeye çalıştım. Buna ikinci bir güdü uygarlığın, kendilerini acı verici bir biçimde hissettiren yetersizliklerini düzeltme isteği eklenmişti. Dahası, bireye bu düşünceleri uygarlığın verdiğini söylemek özellikle uygun olacaktır, çünkü birey bunları uygarlıkta zaten mevcut bulur; bu düşünceler bireye hazır olarak sunulurlar, birey onları kendiliğinden keşfetme yeteneğini göstermez. Bireyin içine girmekte olduğu şey, çok sayıdaki kuşağın mirasıdır ve bu mirası tıpkı çarpım tablosu, geometri ve benzer şeyleri devraldığı gibi devralır.