- Nibelungen'lerin Yüzüğünde hiç bir şey yoktur ki, bize Wagner'in kimi zaman kadınsı elbiseler giymekten hoşlandığı gerçeğini kavramamız ya da bu gerçeğe kesin bir biçimde varmamızı sağlasın. Oysa, Nibelungenler'in kahramanlık ve erkeklik dolu dünyası ile, insan olarak Wagner'in kadınsılığı arasında gizli bir bağlantı vardır.
- Delilik hallerinde, dengeleyici süreç, kimi zaman açıkça görülür ama olumsuz bir biçim almıştır. Sözgelimi, en gizli sırlarının herkesçe bilindiğini, herkesin ağzına düşmüş olduğunu bir gün anlayıvermelerinden başka hiç bir sonuca varmayan bir dünyadan el-etek-çekme haline kendilerini vermiş kimseler vardır.
- Bir sanat eseri, insan kuşaklarına sunulmuş gerçek bir bildiri diyebileceğimiz şeyi içinde taşır. Nitekim, Faust, her Almanın gönlünde bulunan bir şeye dokunur. Dante'nin ünü de ölümsüzdür, oysa Hermas Çobanı, İncirin gerçek metni içine alınmamıştır. Her çağın özel eğilimleri, önyargıları, ve psişik aksaklıkları vardır. Bir çağ tıpkı bir bireye (ferde) benzer; bilinçli görüşünün özel sınırları Vardır ve bundan ötürü dengeli bir uyarlanmaya (intibaka) muhtaçtır.
...
Bir kimsenin, içinde yaşadığı çağdan söz etmesi her zaman tehlikelidir. Çünkü, kazanılması ya da kaybedilmesi söz konusu olan şey, anlaşılmayacak kadar geniştir. İleri sürülebilecek birkaç düşünceyle yetinilmelidir. - Freud, nevrozu, dolaysız bir zevk aracı yerine konmuş bir şey olarak görür. Demek ki, nevrozu, uygunsuz bir şey, bir hata, bir kaçamak, bir mazeret ya da bir bile bile körlük olarak düşünür. Nevroz, dış görünüş bakımından bir aksaklıktan başka şey olmadığı anlamsızlığı bakımından da tedirgin edici bir özellik taşıdığı için, nevroz hakkında iyi bir şey söyleyecek insan bulmak zordur. Öte yandan, bir sanat eseri, şairin bastırmaları ile açıklanabilir bir şey olarak ele alınırsa, nevrozla arasında yakın bir bağlantı kuruldu demektir. Bir bakıma, sanat eserinin bu sırada yer alması hiç de fena sayılamaz. Çünkü, Freud'cu psikoloji, dini ve felsefeyi de aynı biçimde ele alır.
- Rüya hiçbir zaman, «şunu yapmalısın» ya da «hakikat budur» demez. Rüya, tabiatın bir bitkiyi yetiştirdiği gibi bize bir imge sunar sadece; sonuç çıkarmayı bize bırakır.
- Beslenme faaliyetlerinde en sık rastlanan bozukluk libidonun geri çekilmesinden doğan anorexiadır. Bu arada yemeğe aşırı düşkünlük ve açlıktan ölme korkusuyla zorla yemek yeme gibi durumları da göz önünde bulundurmamız gerekir. Yemeğe karşı bir savunma olarak kusma, sık sık karşılaştığımız bir olaydır. Endişeye bir tepki olarak ortaya çıkan yemek yememek ise davranışlarla ilgili şahsiyet bozukluğu kalıplarından biridir. Buna, zehirlenme korkusuyla yemekten kaçınmayı örnek verebiliriz.
- Gençlikte çoğu durumda genç erkek için evliliğe en iyi hazırlık tam bir perhiz değildir. Kadınlar bunu sezer ve talipleri arasından, erkekliklerini diğer kadınlarda kanıtlamış olan erkekleri tercih ederler.
- Bir erkek sevgi nesnesini kazanma konusunda enerjikse, diğer amaçlarının peşinden de aynı enerjiyle koşacağından emin olabiliriz; ama şu veya bu nedenle güçlü cinsel içgüdülerini doyurmaktan geri durduğu takdirde, yaşamın diğer alanlarındaki davranışları da dinamik olmaktan çok uzlaşmacı olacaktır.
- Düşünmek, fazla enerji harcamadan deneyler yapmaktır.
- Çocukların parlak zekası ile yetişkinlerin zayıf mantalitesi arasındaki fark insanı tedirgin ediyor.