- Ben Peyami'nin bu son romanını (9'uncu Hariciye Koğuşu) üç defa okudum. Yüz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım. Her okuyuşta, satırlar evvelce görmediğim, sezmediğim, anlamadığım taraflarını bana gösterdiler. En basitin en mürekkep (karışık) olduğunu bu kitap bir kere daha ebediyen ispat etti. Bu kitabın karşısında ben, yıldızlı göklerin sonsuzluğuna bakan ve o lâyetenahi (sonsuz) âlemde yeni pırıltılar, o zamana kadar hiçbir gözün görmediği acayip fakat hakiki âlemler keşfeden bir müneccimin hayranlığını duymaktayım. Hayranım...
- Öyle kitaplar vardır ki, çıktıkları zaman büyük gürültü yaparlar, fakat bir iki sene ve bazen bir iki ay geçti mi unutuluverirler. Bunlar son moda pantolon filan gibidirler. Bir mevsim herkes onlardan bahseder, sonra modaları geçer ve unutulurlar.
Halbuki bazı kitaplar vardır ki, çıktıkları zaman etraflarında gürültü patırdı yapılmaz. Yavaş yavaş, ağır ağır okuyucu kitlesinin etine, canına, kalbine girer ve babadan oğula, nesilden nesile yalnız ruhi değil, uzvi (organik) bir veraset gibi intikal ederler. - "-Sonra ondan şiirlerinden birisini söylemesini rica ettim. Çünkü bizim devrimizde şiirler daha çok şarkı gibi okunurdu."
- 24 EYLÜL 1995
En güzel deniz:
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk:
henüz büyümedi
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
henüz söylememiş olduğum sözdür. - ''İster gökyüzünde seyret,ister gözlerimde:
''körler onları görmese de ,yıldızlar vardır,'' - Hem zaten
dediler,
birbirine mani şeyler değildir
istiklâl ile manda. - Ne malûm? dersen:
Dövüştü pir aşkına,
yaralandı birkaç kere
ve saire.
Ve kavga bittiği zaman
ne çiftlik sahibi oldu ne apartman.
Kavgadan önce Kartal'da bahçıvandı,
kavgadan sonra Kartal'da bahçıvan. - Ne olurdu sürmeni ben getirebilseydim sana
İstanbul'umun yıldızlı gecelerinden,
bir nar çiçeği takabilseydim yakana
Bursa bahçelerinden. - Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Kubbeli, çınarlı mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın... - KARIMA MEKTUP
Bir tanem!
Son mektubunda:
Başım sızlıyor
Yüreğim sersem! Diyorsun.
Seni asarlarsa, seni kaybedersem; diyorsun: yaşayamam!
Yaşarsın karıcığım,
Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
Yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer
Yirminci asırlılarda ölüm acısı.