- Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
---öyle gibi görünüyor---
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani... - Hoşça kal.
Belki yine gelirim.
Belki ömür vefa etmez.
Ama bilirim, gün olacak, bilirim,
senden bize, bizden sana misafir gidilip gelinecek,
bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi. - Memet,
ben dilimden, türkülerimden,
tuzumdan, ekmeğimden uzakta,
anana hasret, sana hasret,
yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim,
ama sürgünde değil,
gurbet ellerde değil,
öleceğim rüyalarımın memleketinde,
beyaz şehrinde en güzel günlerimin.
Memet,
yavrum,
seni Türkiye [....... .......]'ne
emanet ediyorum. - Mısırlı kardeşim,
biliyorum, biliyorum,
istiklal otobüs değil ki
birini kaçırdın mı, öbürüne binesin...
İstiklal sevgilimiz gibidir
aldattın mı bir kere
zor döner bir daha. - Türkiye'de tiyatro sanatının yegane "rejisörü" ve Türkiye'nin en büyük aktörü Ertuğrul Muhsin ile konuştum. Ertuğrul Muhsin Türkiye'de aktörlüğün, ayyaşlık, cahillik ve külhanbeylik ile olan gayet sıkı rabıtasını kökünden kıran birkaç sahne sanatkârının en başında bulunmaktadır. Ertuğrul Muhsin sanatın ilim ile olan alakasını anlamış ve Apostol'un meyhanesinde rakı içmekten ise her türlü sıkıntılara göğüs gerip dünyanın dört tarafında sanatını tekamül ettirmek, biraz daha fazla öğrenmek, okumak için çalışmış çabalamıştır. Bugün Muhsin Türkiye'de tiyatro sanatının yegane hakiki üstadıdır. Diğer aktörlerimiz, beyinlerine bir at sineği gibi yapışan "küçük burjuva" gururunu ve ferdiyetçiliği bırakmalı ve üstatlarından hakiki tiyatro sanatının ilmini öğrenmeye koşmalıdırlar....
(Nazım Hikmet / Aydınlık 1.1.1925) - Aydınlık mecmuası amele sınıfının fikriyatını temsil eder. Amele sınıfı peşinde fakir köylüleri ve inkılapçı münevverleri de sürüklediğinden dolayı "Aydınlık" mecmuası aynı zamanda amelelerin, fakir köylülerin ve inkılapçı münevverlerindir.
- Hakiki dehayı bulmak için sahte dehaları, kafalarımıza zorla dikilen putları yıkalım...
- "Kara Davut" bazı alim geçinen cahil ediplerimizin iddiası gibi bir palavra, bir sergüzeşt romanı değil, son senelerde çıkan çok derin ve şayan-ı dikkat (dikkate değer) tezli bir eserdir.
- Gelen edebiyat neslinin, giden edebiyat nesline vereceği en kahredici, en kati cevap meydana eser çıkarmasıdır. Bilhassa keyfiyetten (nitelik olarak) eskisinden üstün, eskisinden ileri eser... Bu hususta görüyoruz ki gelenler gidenleri aratmaya başlıyorlar. Genç ve yeni nesil çalışıyor Filhakika, bazen genç ve yeni nesil bazı cephelerde kendini daha bulamamıştır.
- Bir zamanlar sporun, bilhassa futbolun, gündelik hadiseler arasında işgal ettiği mevkiyi, son zamanlarda yavaş yavaş edebiyat, bilhassa şiir işgal ediyor. Bu vakıayı memnuniyetle kaydediyoruz. Spor hadiselerinin, bugünlük, ikinci plana çekilmesi zaruri bir aksülameldir (tepki). Gerçi, sağlam kafa sağlam vücutta bulunur ama, bazen vücut kendi sağlamlığı ile o kadar meşgul oluyor ki, biçare kafa dumura uğruyor.