- Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil... - Ne ölümden korkmak ayıp,
Ne de, düşünmek ölümü... - En acayip gücümüzdür,
Kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip, öleceğimizi mutlak... - Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın... - Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız... - Bademle, hindistanceviziyle, şamfıstığıyla, sütle, şekerle yapılan "Keşkül-ü Fukara" tatlısı ne kadar bir fakirin keşkülüne benzerse, Halk Fıkrası'da işte o kadar halkın fıkrasıdır...
- Saf ve ihtiyar bir ayak satıcısını, polisi tahkir etti diye tevkif ederler. Muhakemesi aylarca sürer. Nihayet serbest bırakıldığı zaman, artık işini kaybetmiştir. Krenkebiy açtır, Tekrar hapse girip karnını doyurmak için, bu sefer hakikaten, her önüne gelen polise küfreder, fakat aldıran olmaz... Krenkebiy açlıktan ölür...
- Eğer 27 sene, doktor yetiştirmek işi gibi, bir cemiyetin en yüksek makamlarından birini işgal etmiş olan bir adam, eninde sonunda aç kalırsa; yani: hakkını arayacak, sesini işittirebilecek bir insan, 27 senelik hizmetine mukabil sefalete düşerse; ihtiyarlamış, iş göremeyecek bir hale gelmiş bir çöpçü, bir arabacı, bir küçük memur vatandaş ne halt etsin?
- Şadan, Nüzhet, İsmet, Kâmuran isimlerini sevmem... Ali, Hasan, Mehmet, Ayşe, Fatma, Emine isimlerine diyecek yok doğrusu....
- Türkiye'de cumhuriyetçi, milliyetçi, laik bir hudut dahilinde sağ ve solun derecesini, ayarını gösteren mihenk taşı nedir?
Bence, bu mihenk taşı: Emperyalizm düşmanlığı, emperyalizme mukavemet, bir kelime ile antiemperyalizmdir...