- İki çeşit savaş vardır : Biri bağımsız düşman güçlerin boy ölçüştüğü şövalyece savaş ; düşmanlardan her biri kendisi için yaşar,kendisi için kaybeder,kendisi için kazanır.İkincisi de insanı sokmakla yetinmeyip hayatta kalmak için onun kanını emen haşerinin savaşı,yani askerliği kendisine meslek seçmiş kişinin savaşı ve bu kişi de sensin.
- Biri vardır , beşi de alçak beş basamağı çıkması gerekmektedir ; bir başkası da tek bir merdiven basamağını çıkacaktır.Ancak bu basamağın yüksekliği, hiç değilse onu çıkacak için öbür beş basamağın toplam yüksekliği kadardır.Birinci yalnız bu beş basamağı değil,onun gibi daha yüzlercesini,binlercesini çıksa,zengin ve pek yorucu bir yaşamda sürse,çıktığı basamaklardan hiçbiri ikinci için,tüm güçler seferber edilse bile dünyada çıkılamayan ve kendisinin de kuşkusuz çıkıp bir türlü geride bırakamadığı o bir tek yüksek basamağın önemini taşımayacaktır.
- Dönüşüm; yabancılaşmanın ağırlığı.
- Ne yazık ki, insan kendini olduğu gibi sözcüklerin içine koyamıyor; koyabilse ne iyi olurdu, karşı gelindi mi, sözcük savunurdu kendini, ya da yok olurdu... Ama burada da yalnız yok olma var, ölüm değil hastalıklar var, ne yaparsın?
- ''Dikkat çekmemek hayatta kalmak demektir?''
- Öyküm uyutmazdı beni, ama sen düşlerle birlikte uykuyu getiriyorsun bana..
- İnsan geçmişini de aynı hızla unutmayı istemiş midir..?
- Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi... Oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var... Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay...
- Alelacele koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi..?
- Ne olmak istersin, diye sorsalardı bana, Doğulu bir Yahudi çocuğu olmak isterim, derdim..