Daha önce dedim ya, herkes gibi. Hem bunu yalnız senin hesabına yapıyorum; benim dostum olarak kalman için kendi ruhumun yaralanmasını kabulleniyorum.
Ama üzüntü demek; gece gündüz, uykuda olsun, uyanık olsun, vücuduna saplanmış bir oku taşımak demek. Çekilir şey değil bu.
Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye, inananı inanca götürür bu.
Insan belli bir anda çalışamayacak durumda olabilir ;ama o insanın geçmişteki hizmetlerini anımsamak ve engel ortadan kalktıktan sonra hiç kuşkusuz daha büyük ve yoğun bir çaba göstereceğini düşünmek için en uygun olan zamanda işte o andır.
En kötü şey, öldürmeyen acılardır.
Şaşırtıcı şeyler vardır ama bu, en az şaşırtanlardan biri olurdu; çok daha şaşırtıcı olan, mesela her sabah yataktan kalkmak. Fakat bu, insana güven veren bir sürpriz değil, kimi zaman tiksinti uyandıran bir garabet.
Kuramsal olarak eksiksiz bir mutluluk olanağı vardır: içimizde yok edilemez bir varlık olduğuna inanmak ve ona ulaşacağım diye çaba harcamamak.
...anne babamı düşünmesem kendimi tutamaz, şimdiye dek çoktan ayrılırdım; patronun karşısına dikilir, neler düşündüğümü onun yüzüne haykırırdım....
kafesin biri bir kuş aramaya çıktı.
Sonra başı, elinde olmaksızın tamamen önüne düştü ve zayıf soluğu, burun deliklerinden son kez çıktı.
Christian Jacq
Aliya İzzetbegoviç
Jiddu Krishnamurti
Erol Güngör
İpek Ongun
Chuck Palahniuk
İvan Aleksandroviç Gonçarov
Jan-Philipp Sendker
Turgut Özakman
Julio Cortazar