- "Sokaklarda dolaşıyor, geceler boyunca penceremin önünde oturuyorum, bazen düşüncelerim bıçak bilenirken çıkan kıvılcımlar gibi etrafa dağılıyor, kalbim bir olta kancasının ucuna asılıymış gibi bir duyguya kapılıyorum, çektikçe kesen, korkunç acı veren bildiğiniz şu ince uçlu kancanın ucuna." (Milena'nın Max Brod'a gönderdiği Ocak- Şubat 1921 tarihli mektuptan, sayfa 392)
- "Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor."
- ''Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?"
- "Ah! Milena sustukça birikiyor içimdeki kelimeler, sanki çığlık çığlığa söylemediklerim."
- Susmak, yaşamanın tek yolu; burada da, orada da.
- Gerçi çok şaşırdım ama otuz yıldır bu dünyada yaşıyorsanız ve benim hisseme düştüğü gibi kendi yolunuzu kendiniz çizmek zorundaysanız sürprizlere karşı deriniz kalınlaşır, fazla büyütmezsiniz. 50
- "Seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki Milena. Bazen düşünüyorum da eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti. Ama ben aksine mutluluk sayesinde tekrar hayata döndüm..."
- Başkasının kanaatini sınamadan sahiplenme... 247-248
- "odamda günlerdir yalnızım.. ziyanı yok, dünyada da yıllardır yalnız değil miyim?"
- Yine bir boşluğa yanıt vermekteyim; ama yanıt vermek konuşmakla olabilecek bir şey, yazarak bir deneyim kazanmıyor insan, olsa olsa mutluluk nedir, sezer gibi oluyor.