- Senin aynı zamanda insanı gerçekten mutlu edebilen, son derece şahane ,çok nadir sakin olan ve onaylayan bir gülümsemen var.Bir çocukken bu gülümsemeni bana bahşettiğin özel bir durum olup olmadığını hatırlamıyorum ama bir kere olmuştur herhalde, hala senin gözünde masumken ve de senin en büyük umudunken neden bana böyle gülümsemediğini hiç anlamıyorum.
- "Ah! Milena, acı çektirme artık, öldür beni, öldürmezsen katilim sayılırsın."
- "...Ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. Önümde durup bana baktığında, ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri. Ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen, benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin..." (Kafka'nın bir mektubundan.)
- "...Yani hiçbir yönüyle kahraman değildir; ama her yönüyle ya da sırılsıklam insandır..."
- "Elbette şaşırdım, ama kesinlikle çok şaşırmış değilim... Demek istediğim, yani aslında çok şaşırdım. İnsan bu dünyada otuz yıl yaşamışsa eğer ve benim gibi hep yalnız başına savaşmak zorunda kalmışsa, o zaman beklenmeyen olaylara karşı bağışıklık kazanıyor ve bunlar yüzünden çok sarsılmıyor..."
- Asılmak üzere olan bir adamı düşün. As onu ve ölsün , her şey bitmiş olur . Ama onu asmak için yapılan tüm hazırlıkları görmeye zorlandığında ve ilmek gözünün önünde sallanırken ona cezasının ertelendiğini söylediğinde adam geri kalan tüm hayatı boyunca acı çeker.
- Her neyse,biz çok farklıydık ve farklılıklarımız birbirimiz için tehlike teşkil ediyordu,benim, yani yavaş yavaş gelişmekte olan çocuğun ,seninle , gelişimini tamamlamış bir erkekle nasıl bir ilişki içinde olacağı önceden hesaplanabilseydi, benden geriye hiçbir şey kalmayana kadar beni ayaklarının altında ezeceğini tahmin edebilirlerdi.
- Nefretin yazıma ağır bir darbe vurdu ve senin bile bilmediğin her şey bununla alakalıydı.
- Sakin bir şekilde anlaşamamak başka doğal bir sonuca yol açtı; konuşma yeteneğimi kaybettim.
- "...Aslında bunu söylerken üzülmüyor değilim, çünkü deminki övgünüze bir biçimde yine de karşılık vermiş olmak için, sizin de benim hoşuma gittiğinizi söyleyebilirim, özellikle şimdi yaptığınız gibi, bana hüzünlü baktığınızda; ayrıca üzülmenize de gerek yok. Siz, savaşmak zorunda olduğum toplumdansınız, ama kendinizi o toplumda çok iyi hissediyorsunuz..."